11. Hukuk Dairesi 2013/17352 E. , 2014/1107 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/515-2013/402
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.04.2013 tarih ve 2012/515-2013/402 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı J. Holding A.Ş."nin 1997 yılında kurulduğunu, tek imza yetkilisinin diğer davalı M. F. A. olduğunu, J. grubunun Almanya’da dava dışı şirketler kurduğunu ve bu şirketlerinde tek imza yetkilisinin de M. F. A. olduğunu, yurt dışında toplanan paraların Türkiye’de kurulu bulunan davalı şirkete aktarılmasında kullanıldığını, Almanya ve Liechtenstein’da kurulu şirketler aracılığıyla yatırılan paraların tamamının geri ödenebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği güvenceleri ile milyonlarca DM para toplandığını, davacının da J. International Marketıng and T. AG’ye ortak olmak üzere 5.000 DM tutarında ödeme yaptığını ve kar payı ortaklık sertifikası talep formu adı altında bir belge verildiğini, sonrasında ise ortaklık sözleşmesi isimli bir belge verilmek suretiyle istenildiğinde kar payı ile birlikte geri ödeneceğinin vaat edildiğini, ihtarnameye rağmen paranın davacı tarafa ödenmediğini, yurt dışında paravan şirketler tarafından toplanan paraların Türkiye’de davalıların hesaplarına aktarıldığını, sebepsiz zenginleşen davalı eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu, M. F. A. hakkında açılan ceza davasında mahkumiyet kararı verildiğini ileri sürerek, toplam 5.000 DM karşılığı 5.463,15 TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının dava dışı J. International Marketing and Tradıng AG‘ye sessiz ortak olduğunu ve bu şirkete para verdiğini iddia etmesi nedeniyle davacı ile davalılar arısında ticari yada hukuki ilişki bulunmadığından davalılara husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak; 6100 sayılı yeni HMK 114. maddesinin g bendi gereğince gider avansının dava şartı olduğu; aynı yasanın 115. maddesi gereğince dava şartı noksanlığı halinde giderilmesi için kesin mehil verileceği bu süre içinde giderilmemesi halinde dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği amir hüküm olarak düzenlendiği, davacı vekilinin 18.12.2012 tarihli ara kararda belirtilen gider avansını verilen kesin sürede yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı, davalılardan M. F. A."ün ortağı ve tek yetkilisi olduğu dava dışı J. AG"ye sessiz ortak olmak amacıyla para yatırdığını, söz konusu paraların Türkiye"ye gönderileceğinin ise davalı Holding tarafından değerlendirileceğinin öngörüldüğünü ve kendisine yurtdışında herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürmüş, davalı taraf da davacının para yatırdığı belgelerin sıhhatine herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Dairemizden geçen emsal uyuşmazlıklarla ilgili dosya içeriklerinden yurtdışından toplanan paraların Türkiye"ye davalıların tasarrufuna gönderildiği de çekişmesizdir. Her ne kadar Dairemiz bozma ilamında gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması belirtilmiş ise de gerek para makbuzlarının sıhhatine ilişkin itirazın bulunmaması gerekse toplanan paraların davalıların tasarrufuna girmiş olması karşısında bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığından bu husustaki ara kararın yerine getirilmemesi davanın reddine gerekçe yapılamaz. Bu nedenle kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.