5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/1408 Esas 2018/4147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/1408
Karar No: 2018/4147

5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/1408 Esas 2018/4147 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, bir kişinin 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçu nedeniyle mahkumiyeti hükmedilmiştir. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında mağdur doğrudan eser sahipleri değil, toplumda yer alan bireylerdir. Bu nedenle tüzel kişiler suçtan zarar görseler bile, suçun mağduru sayılmazlar. Bu nedenle meslek birliklerinin şikayeti de değişiklik yaratmayacaktır. Ayrıca, hükümde sanığın daha önceden de benzer bir suçtan mahkumiyetinin olduğu belirtilmiştir ve bu nedenle yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kararın kanuni dayanağı, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/1. maddesi, 53. maddesi, 1412 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 321. maddesidir. Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümleri iptal edilmiştir.
19. Ceza Dairesi         2018/1408 E.  ,  2018/4147 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; Kartal Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 15.12.2009 tarih ve 2009/336 Esas, 2009/850 sayılı kararı ile verilip Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2012/5920 esasında kayıtlı olarak daha önceden düzeltilerek onanarak kesinleşen dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
    Anılan dosya incelenerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
    2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.