Karşılıksız yararlanma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/5921 Esas 2020/3386 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/5921
Karar No: 2020/3386
Karar Tarihi: 25.02.2020

Karşılıksız yararlanma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/5921 Esas 2020/3386 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Karar, Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir karşılıksız yararlanma suçundan açılan davada TCK'nın 168/5. maddesi gereğince düşmeye karar verilmesiyle sonuçlanmıştır. Ancak, 6352 sayılı Kanun'un 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesine eklenen 5. fıkra uyarınca soruşturma aşamasında belirlenen zararın tazmini halinde kamu davası açılamayacağı hatırlatılmıştır. Bu nedenle, soruşturma aşamasında sanığa usulüne uygun bildirim yapılmaması ve kovuşturma aşamasında yapılan ihtar sonrası sanığın katılan kurumun zararını ödemesi karşısında, sanık hakkında kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na atıfta bulunularak, \"1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca hükme \"karar kesinleştiğinde bir suretinin Adli Sicil Kanunu'nun 6/2. maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne yerel mahkemesince gönderilmesine,\" fıkrasının eklenmesine karar verilmesi belirtilmiştir. Kanun maddeleri: TCK'nın 168/5. Maddesi, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6723 sayılı Yasa'ya göre değişik 8/1 maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 322 maddesinin verdiği yetki, 305 ila 326 maddeleri, 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi, 6352 sayılı Kanun'un 84. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin 5. fıkrası, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun
2. Ceza Dairesi         2020/5921 E.  ,  2020/3386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Karşılıksız yararlanma
    HÜKÜM : TCK"nın 168/5. Maddesi geregince düşme

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6723 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen veya daha önce Yargıtay incelemesinden geçen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’nın 322 maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326 maddelerinin uygulanacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmeyeceği ve 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, katılan vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin dilekçesi temyiz talebi niteliğinde kabul edilerek ve katılan vekilinin vekalet ücretine hükmedilmemesi ve resen gözetilecek diğer sebepler nedeniyle hükmü temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
    Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    05/07/2012 tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından, 6352 sayılı Kanun"un 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesine eklenen 5. fıkra uyarınca, zararın soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmesi halinde kamu davası açılamayacağı, başka bir anlatımla zararın giderilmemesinin dava şartı olduğu dikkate alındığında, soruşturma aşamasında şüpheliye, belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirimde bulunulup, makul bir süre tanınması ve soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde ise dava açılması gerekmektedir. Ancak anılan şekilde soruşturma aşamasında kurum zararı bilirkişiye tespit ettirilmeden ve tespit ettirilse dahi usulünce bildirimde bulunulmadan sanık hakkında dava açılması halinde sanık kovuşturma aşamasında zararı tamamen giderirse, zarar soruşturma aşamasında giderilmiş gibi, 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, ayrıca sanığın 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinin 5. fıkrası hükmünden kaç kez yararlandığının denetimi açısından verilecek kararın 6352 sayılı Kanun"un 103. maddesi ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 6. maddesine eklenen 2. fıkra uyarınca adli sicilde bunlara mahsus sisteme kaydının sağlanması gerekir.
    Somut olayda; soruşturma aşamasında sanığa usulüne uygun bildirimde bulunulmaması ve kovuşturma aşamasında yapılan ihtar sonrası sanığın katılan kurumun zararını ödemesi karşısında, sanık hakkında, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK"nın 168/5 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmesi ile birlikte karar kesinleştiğinde bir suretinin Adli Sicil Kanunu"nun 6/2. maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bildirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükme "karar kesinleştiğinde bir suretinin Adli Sicil Kanunu"nun 6/2. maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne yerel mahkemesince gönderilmesine," fıkrasının eklenmesine karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.