17. Hukuk Dairesi 2016/13120 E. , 2017/10972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya sigortalı konuta, davalı tarafından kurulan güvenlik kamera kayıt sisteminde başlayan yangın nedeniyle sigortalı konutta hasar oluştuğunu, yangından önce de kamera kayıt sisteminden kıvılcımlar çıktığı için sigortalının davalıdan arızayı gidermesini talep ettiğini, ancak davalının sattığı maldaki ayıbı gidermediğini, yangında oluşan hasar nedeniyle sigortalıya ödenen 4.140,78 TL"nin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek ... takibine yapılan itirazın iptalini ve ... inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; sigortalısına ödeme yapan davacı ile 3. kişi konumunda bulunan davalı arasında tüketici işlemi bulunmadığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlenen ... hukuku hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği ve davada Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu gerekçesiyle; mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine, kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın görevli ... Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesi karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut ... poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan ... takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara
alınır. ... İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, ... poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkmeleri görevlidir" düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde, "Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, ..., vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder" denilmek suretiyle, Tüketici Mahkemesi"nin görev alanının belirlenmesine esas olan tüketici işleminin tarifi yapılmıştır.
Somut olayda; davacının sigortalısı olan ... "a ait konuta, davalı tarafından güvenlik kamera sistemi kurulmuş ve bu sistemin yarattığı iddia olunan yangın nedeniyle, davacı sigortacı sigortalısına ödeme yapmış; yaptığı ödeme ile sigortalısının haklarına halef olmuştur. Davacı sigortacı, sigortalısına yaptığı ödemeyle kazandığı halefiyet hakkına dayalı olarak da ayıplı mal ve hizmet sunduğunu iddia ettiği davalıya rücu amacıyla yaptığı takipteki itirazın iptalini talep etmektedir. Bu durum karşısında; davaya konu istemin, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki tüketici işlemine dayandığı açıktır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, davacının sigortalısı gerçek kişi tüketici konumunda olup, sigortalı ile davalı arasındaki satım ve hizmet ilişkisi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği gözetilip işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.