11. Hukuk Dairesi 2013/11639 E. , 2014/1090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/02/2013 tarih ve 2012/409-2013/86 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... ... Ltd. Şti. tarafından keşide edilen ve muhatabı davalı... Bankası A.Ş. .... Şubesi"ne ait ... çek nolu 28.06.2012 keşide tarihli 150.000,00 USD bedelli çekin düzgün ciro silsilesi ile müvekkilinin elinde bulunduğunu, yasal süresi içerisinde davalı muhatap bankaya ibraz edildiğini, çekin ibrazı üzerine banka tarafından ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 12.06.2012 tarihli 2012/230 esas sayılı dosyası üzerinden ödeme yasağı konulması sebebiyle işlem yapılamadığı şerhinin düşüldüğünü, müvekkiline her hangi bir ödeme yapılmadığını, oysa ki ödeme yasağının çekin davalı tarafından ibrazı halinde ödenmemesi yönünde olduğunu, müvekkilinin çekin yasal hamili olduğunu, tedbir kararı verilen davanın davalısı olmadığını, davalı bankanın çek bedelini ödemeyerek görev ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ileri sürerek müvekkiline ödenmeyen 150.000,00 USD karşılığı 272.000,00 TL"nin keşide tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve her geçen gün için % 0,3 gecikme cezası ile birlikte davalıdan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu belgenin hukuken çek niteliğini taşımadığını, çekin arkasına sehven tedbir kararı nedeniyle ödenmediği şerhinin düşüldüğünü, çekin gerçek ödememe gerekçesinin çek üzerinde "iş bu çek 05.01.2012 tarihli sözleşmenin ayrılmaz ekidir, teminattır ve emre muharrer değildir" şeklinde şerhler bulunduğundan çek vasfı taşımadığından ödeme yapılmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yapılan çekin ... ... Ltd. Şti. tarafından .... Enerji A.Ş. lehine düzenlenen, 28.06.2012 keşide tarihli, 150.000,00 USD bedelli olduğu, çekin ön yüzünde teminattır ibaresinin bulunduğu, arka yüzünde "05.01.2012 tarihli sözleşmenin ayrılmaz ekidir, emre muharrer değildir" ibaresinin bulunduğu ancak çekin çekin nama yazılı çek olarak düzenlendiği, nama yazılı çeklerde devirin devir beyanı ve senedin teslimi ile olacağının düzenlendiği, nama yazılı senetlerin devrine esas itibariyle alacağın temliki hükümleri uygulanacağından senet borçlusunun senet alacaklısına karşı sahip olduğu defileri diğer hak sahiplerine karşı da ileri
sürmesinin mümkün olduğu, nama yazılı senedin davalı banka tarafından ödenmemesi ve TTK"nın 780. ve 781. maddelerinde öngörülen şekilde düzenlenmeyen çeklerin çek sayılması mümkün olmadığından bankanın kendisine ibraz edilen ve çek niteliğini taşımayan belgeye istinaden ödeme yükümlülüğü bulunmadığı, gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve menfi emre kaydının lehtarla keşideci arasında imzalanan 20/02/2012 tarihli ek protokol uyarınca keşideci tarafından konulmuş olmasına ve bu sebeple davacının teminat amacıyla düzenlenen çekin yetkili hamili olmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/01/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Keşidecinin çeke "menfi emre kaydı" ilavesi suretiyle onu nama yazılı çek haline getirmesi mümkündür. Bu takdirde, belli bir kimsenin adının çeke yazılması şarttır. "Emre yazılı değildir" kaydı ile veya benzer bir kayıtla muayyen bir kimse lehine ödenmesi şart kılınan bir çek ancak alacağın temliki yoluyla devredilebilir ve bu devir, alacağın temlikinin hukuki neticelerini doğurur (TTK 697/2, 700/11). Matbû çek formundaki "emrine" kaydının çizilmesi, senedi nama yazılı çek haline getirmek için yeterli değildir. Menfi emre kaydının senedin neresinde yazılı olduğu önem taşımaz; yeter ki keşidecinin imzası bu kaydı örtsün. (Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku sh. 1071). Somut olayda keşidecinin imzasını taşımayan menfi emre kaydı ile çek nama yazılı hale gelmediğinden, son hamil meşru hamildir. Buna göre değerlendirme yapılması ve sonuca gidilmesi gerekir. Bu nedenle somut olayda çeki, nama yazılı çek kabul ederek karar onayan çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.