11. Hukuk Dairesi 2013/10481 E. , 2014/1081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.02.2013 tarih ve 2011/475-2013/84 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı arasında ... ili, ... ilçesi, .. Mahallesinde bulunan, 8578 ada, 1 parselde kayıtlı arsa üzerinde yapılacak konutların satışında alıcıların konut kredisi kullanmayı istemesi halinde kredi tahsis koşulları ve davalı banka ile müvekkil şirket arasındaki karşılıklı sorumluluk ve hakların düzenlenmesine ilişkin olarak 2008 tarihli protokolün akdedildiğini, protokolün 2. maddesinin c fıkrasındaki “kredi başvurusu banka tarafından olumlu olan alıcılar için azami kredi tutarının, konut bedelinin % 80’i kadar olabileceği, geri kalan % 20’lik tutarın bankanın .... Şubesi nezdindeki müvekkili .... Turz. İnş. Dış Tic. Ltd. Şti. adına açılmış olan hesaba yatırılması kaydıyla kredi tahsis edileceğinin amir hüküm olduğunu, davalı Banka tarafından kredi kullandırılan bazı alıcılardan eksik peşinat alınarak müvekkil şirketin hesaplarına aktarıldığını, eksik alınan peşinat bedelinin toplam 51.147,00 TL olduğunu, ayrıca kredi ve yatırılan peşinat bedellerinin toplamı üzerinden çeşitli miktarlarda komisyon/masraf adı altında davalı Banka tarafından kesintiler yapıldığını, bu kesintilerin toplamının ise 257.835,00 TL olduğunu, kredi miktarlarının da bu kesintiler yapıldıktan sonra müvekkil şirketin hesabına aktarıldığını, yapılan bu kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000 TL’nın en yüksek ticari avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 308.982,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı ile akdedilen protokol gereği peşinat tutarının davacı şirketin hesabına aktarılmasını takip etme yükümlülüğünün müvekkili sorumluluğunda bulunmadığını, davacı şirketin tüm konutların tapuda alıcılar adına devir işlemini gerçekleştirdiğini, konutların satışa çıktığı 2008 yılı Haziran ayında cari faiz oranı % 1,48 iken, müşteri talebini artırmak ve konut alımını müşteriler açısından cazip kılmak amacıyla davacı şirket tarafından faiz indirimi talebinde bulunulduğunu, bu talebe istinaden cari faiz oranı ile indirimli faiz oranı arasındaki farkı davacı şirketin sübvanse etmeyi kabul ettiğini, böylelikle konut alım-satımında yaşanan durgunluğun aşıldığını ve 60’a yakın konutun
satıldığını, davacı şirketin bugüne kadar sübvanse bedellerini görmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacı şirket ile davalı Banka arasında düzenlenen protokol uyarınca konut kredilerinin kullandırımında uygulanacak faiz oranının Banka’nın geçerli faiz oranı şeklinde belirlendiği, Banka tarafından ibraz edilen davacı şirkete ait mevduat hesapları üzerinde muhtelif alıcı şahıslara kullandırılan konut kredileri üzerinden % 6 oranında kesinti yapıldığının saptandığı, davalı bankanın davacıdan yaptığı kesintiler konusunda davacının yazılı muvafakatına rastlanmadığı, protokole ve bankacılık teamülüne aykırı şekilde yapılan kesintilerin toplamı 257.835,00 TL olduğu, aracı banka sıfatıyla davalı bankanın kredi müşterisinden peşinat tahsil etmeden konut kredisini kullandırmaması gerektiği, davalının peşinat tahsili konusunda üstlendiği yükümüne aykırı hareketle %20 peşinatı almadan kredi kullandırması suretiyle davacı firmanın 51.147,00 TL tutarında zarara uğratıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 308.982,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmişitr.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 15.829,60 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.