23. Hukuk Dairesi 2013/6712 E. , 2013/8340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının yoklukla malûl olduğunun tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... ile vekili Av.... gelmiş, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı, üyesi olduğu davalı kooperatifin 23.07.2006 tarihli genel kurulunda ortaklara 28.138,00 Euro ödeme yükümlülüğü getirildiğini, genel kurulda ortaklara söz hakkı verilmediğini, ödeme yükümlülüğünün belirlenmesine esas alınan hususların gerçeği yansıtmadığını, toplantıya üye olmayan kişilerin de katıldığını ve tüm üyelerin bu ödemeden sorumlu tutulmadığını ileri sürerek, 23.07.2006 tarihli genel kurulun maliyet hesaplarının ahlak, adap, iyiniyet esaslarına aykırı ve yoklukla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürede açılmadığını, ayrıca bu konuda açılmış derdest bir dava bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın genel kurul kararının yoklukla malûl olduğunun tespitine ilişkin olduğu, davalının süresinde derdestlik itirazında bulunduğu, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/412 Esas sayılı dosyasında, aralarında davacının da bulunduğu bir kısım ortakların genel kurul kararının iptalini talep ettikleri, her iki davanın konusunun, taraflarının ve hukuksal nedenlerinin aynı olduğu gerekçesiyle, davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-Dava, genel kurul kararının yoklukla malûl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; aynı Kanun"un 51/1. maddesi ise "Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur" hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife
kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir.İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz." hükmünü; 2. fıkrada ise "Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır." hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK"nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
Bir davanın derdest kabul edilebilmesi için, şu üç koşulun birlikte bulunması gerekir. Bunlar, aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın aynı olmasıdır.Birinci dava ile ikinci davanın aynı olmasından kasıt ise; davanın taraflarının, konusunun (müddeabihin), sebebinin (davanın dayanağını oluşturan vakıaların) ve neticei talebin aynı olmasıdır. Somut olayda, 14.01.2011 tarihinde açılan işbu davada derdestlik ilk itirazına dayanak yapılan ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/412 Esasına kayıtlı davada, davacının da aralarında bulunduğu üyeler tarafından 23.07.2006 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali istenmiş olup, o dava kesinleşmeden işbu dava açılmış ise de davacı, işbu davada da taraf olmakla birlikte neticei talep farklı olduğundan, derdestlik ilk itirazının koşullarının oluştuğu yönündeki mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Ne var ki, dosya kapsamına göre, ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 17.06.2011 tarih ve 2010/412 Esas, 2011/303 Karar sayılı ilamı ile verilen davanın kabulüne dair ilk hükmün Yargıtay 11.Hukuk Dairesi"nin 22.03.2010 tarih ve 2009/10706 Esas, 2010/3061 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verildiği, Dairemizce temyiz talebinin süreden reddedildiği, karar düzeltme itirazlarının da reddine karar verildiği ve kararın 02.09.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 114/1-i maddesi uyarınca, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması, dava şartı olup, dava şartlarının aynı Kanun"un 115/2. maddesine göre hakim tarafından davanın her aşamasında varlığı veya yokluğunun re"sen gözetilmesi gerekmektedir. HMK"nın 303/1. maddesinde "Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın
hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir" hükmüne yer verilmiştir. ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/412 Esas sayılı dosyasında öncelikle re"sen genel kurul kararlarının yokluğunu gerektiren sebeplerin bulunup bulunmadığı araştırılıp, bulunmaması durumunda iptal nedenleri yönünden inceleme yapılması, süre ve muhalefet şerhi koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması gerekirken, iptal nedenleri incelenmiş ve genel kurul kararının iptaline karar verilmiş olup, temyiz üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesince iptal sebepleri yönünden incelenip karar bozulmuş, bozma üzerine mahkemece iptal isteminin muhalefet şerhi bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Bu durumda, genel kurul kararının iptali kabil olduğu ve yoklukla malûl olmadığı yönünde kesin hüküm oluşmuştur. Mahkemece işbu davada genel kurulun maliyet hesaplarının ahlak, adap ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğunun tespiti istemi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesinde yer alan iptal nedenlerine ilişkin olup, iptal isteminin reddi kararı daha önce kesinleştiği gibi, maliyet hesaplarının yoklukla batıl olduğunun tespitine karar verilmesi istemi de daha önce kesin hükme bağlanmış olup, kesin hükme ilişkin dava koşulu işbu dava sırasında gerçekleşmiştir.
Bu durumda, mahkemece, davanın daha önce kesin hükme bağlanmamış olmasına ilişkin HMK"nın 114/1-i madde hükmünde yazılı dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK"nın 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddi gerekirken, aynı Yasa"nın derdestliğine ilişkin aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmamasına yönelik düzenleme içeren 114/1-ı madde hükmünde yazılı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek ve yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince hükmün aşağıdaki şekilde yasa gereği (re"sen) düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilmek ve HÜKÜM fıkrasının 1. bendindeki "derdestlik nedeniyle" ibaresi hükümden çıkartılarak, yerine "kesin hüküm nedeniyle HMK"nın 114/1-i ve 115/2.maddesi uyarınca" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.