1. Hukuk Dairesi 2013/21034 E. , 2014/138 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİKİLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2012/296-2013/93
Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, kanıtlanan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanı olan dedesi R. A.nın paydaş olduğu dava konusu 344 ada . parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malikin A.olan soyadının sehven yazılmadığını ileri sürerek tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işler, 6100 sayılı HMK"nın 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesi"nde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanun"un 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür.
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.
Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
HMK"nın geçici 1. maddesi gereğince “ Bu Kanun"un yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanun"un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” Kanun"un yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinde sonra yapılan taleplerin Tapu Müdürlüğü”ne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece, sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğü"nden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; tapu kayıt maliki Recep"in soyadının tapu kaydında bulunmadığı ve nüfus kaydına uygun olarak tapu kaydının düzeltilmesinin istendiği, tüm resmi kayıtların nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesinin esas olduğu, davacının mirasbırakanı Recep"in soyadının nüfus kaydında “Arı” değil “Arıcı” olarak kayıtlı olduğu, mahkemece tapu kaydının nüfus kaydına aykırı olarak “Arı” şeklinde düzeltildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması ve davacıdan mirasbırakanın soyadındaki farklılığın nedeninin açıklatılması, hasıl olacak sonuca göre ve davacının talebi esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.