Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1815
Karar No: 2019/3982
Karar Tarihi: 10.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/1815 Esas 2019/3982 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2019/1815 E.  ,  2019/3982 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili, davalılardan ... vekili ile Mefaret Enli adına vekaleten ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, davalıların murisi evvellerinden gelen ve Ezine Kadastro Mahkemesinin 2002/4 Esas, 2009/1 Karar sayılı ilamı ile hükmen tescil edilen dava konusu taşınmazın, Ezine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/83 esası ile görülmekte olan meni müdahale davasına konu olduğunu, anılan dava sırasında taşınmazın kadastro tespit ve tahdidi yapılması nedeniyle dosyanın Ezine Kadastro Mahkemesine görevsizlikle gönderildiğini, taşınmazın bir kısım maliklerince, dosyada mevcut satış senetleri ile davacıların tapu dışı kazanımda bulunduklarını ve Kadastro Mahkemesinde devam eden davaya asli müdahil olarak katıldıklarını, Kadastro Mahkemesinin 2002/4 Esas, 2009/1 Karar sayılı ilamı ile asli müdahil olan davacıların taleplerine genel hükümlere göre bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli Ezine Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 2010/90 Esas, 2011/50 Karar sayılı karar ile dosyanın HUMK’un 193/4 maddesinde öngörülen süre içinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek gerek Ezine Kadastro Mahkemesi dosyasında mevcut alım satım senetleri ve gerekse Ezine Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında bulunan bir kısım davalıların kabul beyanları dikkate alınarak davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılardan (... mirasçıları) ..., ... ve ..., açılan davayı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalılardan .... davanın reddini savunmuştur.
    Davalılardan ..., ..., ...,.... ve ... yargılama aşmasında açılan davayı kabul etmişlerdir.
    Mahkemece, “..davacı taraf davasını 24.12.1980, 09.07.1985,26.07.1985 tarihli üç adet adi yazılı şekilde yapılmış satış sözleşmesine dayandırmıştır. Dosyada beyanı alınan davalıların büyük çoğunluğunun davacı tarafla murislerinin yaptığı satış sözleşmesini kabul etmeleri, haricen satış sözleşmesinde tanık olarak imzası bulunan tanıkların da söz konusu sözleşmenin varlığını ve doğruluğunu beyan etmeleri, yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar alınan beyanlarında taşınmazın davacılara satıldığını ve satıştan sonra onlar tarafından kullanıldığını doğrulamaları karşısında davacı vekilinin sonuç ve istem kısmını açıkladığı 25.12.2014 havale tarihli beyan dilekçesi haricen satış yapan davalı murislerinin pay oranları ve dosyaya sunulan veraset ilamları dikkate alınarak ..” gerekçeleriyle davanın kabulü ile,
    “Dava konusu Çanakkale ili Ezine İlçesi Geyikli Odunluk İskelesi Mevki 2006 parsel numaralı taşınmazın;
    ... adına kayıtlı olan 8/80 hissesinin iptali ile aynı hissenin davacı ... ve davacılardan Şenay ve Şahin Kağan"ın murisi olan ... adına elbirliği mülkiyeti ile tapuya kayıt ve tesciline,
    Ayşe Aycihan Tezel adına kayıtlı olan 8/80 hissesinin iptali ile aynı hissenin davacı ... ve davacılardan Şenay ve Şahin Kağan"ın murisi olan ... adına elbirliği mülkiyeti ile tapuya kayıt ve tesciline,
    Hanife Özkan adına kayıtlı olan 2/80 hissesinin iptali ile aynı hissenin davacı ... ile tapuya kayıt ve tesciline,
    Mehmet Özkan adına kayıtlı olan 12/80 hissesinin 2/80"lik kısmının iptali ile aynı hissenin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    ... adına kayıtlı olan 12/80 hissesinin 2/80"lik kısmının iptali ile aynı hissenin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,.. “ karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalılardan ... Vekili ve davalılardan Mefaret Enli tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Dava, haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu 2006 nolu parselin bulunduğu bölgede 1979 yılında kadastro çalışmalarının yapıldığı, taşınmaz ile ilgili Ezine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/83 Esas sayılı (derdest) meni müdahale davası olması sebebiyle malik hanesi boş bırakılarak dosyanın Ezine Kadastro Mahkemesine gönderildiği, Kadastro Mahkemesi yargılaması devam ederken davacılar ve murisleri tarafından taşınmazın haricen satın alındığı ifade edilerek asli müdahil sıfatı ile Madastro Mahkemesine dahil olunduğu, Kadastro Mahkemesi tarafından asli müdahil olan davacıların davasının genel hükümlere göre bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiği ve davacıların davasının Ezine Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, Mahkemenin 2010/90 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacılar tarafından karar kesinleşmeden açılan ikinci davada da Mahkemenin 2010/90 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenmeden yeniden dava açılması nedeni ile derdestlik nedeniyle usulden ret kararı verildiği görülmüştür.
    Çekişme konusu 2006 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağında dayanak olarak 30.09.1968 tarih ve 119 sıra nolu tapu kaydı gösterilmiş, (tapu kaydının) ilk geldisi olan “ Oğlu Mehmet Bini Ferhat ” adına kayıtlı Şubat 325 tarih ve 226 sıra nolu tapu kaydı Ezine Kadastro Mahkemesince mahallinde keşif icra edilerek zemine aplike edilmiş, bu şekilde 20.02.2009 tarih ve 2002/4 Esas, 2009/1 Karar sayılı kararı ile “.... 2006 parsel sayılı taşınmazın 12/10/2005 tarihli fen bilirkişi Sami Sezer’in raporuna göre 1981 parselden kesilerek alınan 1849 m2’lik alanın tespitteki yüzölçümüne ilavesi ve tespitteki niteliği ile tamamı 80 pay kabul edilerek 8’er payının Emin evlatları ..., Ayşe Aycihan Tezel ve Perihan Aydınoğlu, 3 payının Mehmet Sedat kızı ...3 payının Mehmet Sedat oğlu ..., 2 payının Sami kızı Nezahat Özinal, 2 payının İbrahim kızı Hanife Özkan, 12’şer payının Ferhat evlatları ..., Mehmet Özkan ve ..., 10 payının Mehmet kızı Emine Özkan adlarına tespit ve tescline,” karar verilmiş, verilen kararın kesinleşmesi üzerine hükümde ismi geçenler adına 2010 yılında kayıt yapılmıştır.
    Somut olayda, 09.10.1979 tarihinde kadastro tespiti yapılan dava konusu (2006 nolu) parsel, hem tespit öncesi hemde tespit sonrası tapuda kayıtlı olup davacılar tarafından ibraz edilen 24.12.1980, 09.07.1985 ve 26.07.1985 tarihli harici satış sözleşmelerinin yapıldığı tarihlerde de taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı TMK"nin 706, BK"nın 213 (6098 sayılı TBK"nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. Ancak HMK’nin 308. (HUMK’un 92.) ve devamı maddelerinde düzenlenen davayı kabul, iki taraftan birinin diğerinin talep sonucuna muvafakat etmesidir. HMK"nın 308 ve 311. (HUMK’un 95.) maddelerine göre, kabul kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve yapıldığı tarihten itibaren geçerlidir. Kural olarak; tarafların dava konusu yer üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan Medeni Usul Hukukunda taraflarca tasarruf ilkesi uygulanacağından davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kabulü mümkündür. Yine belirtmek gerekir ki, kabul karşı tarafın rızasına bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle, her ne kadar satış işlemi kanunda belirtildiği gibi resmi şekilde yapılmamışsa da davalıların var ise kabul beyanları bunun önüne geçer. Elbirliği mülkiyeti halinde ise tüm mirasçıların kabulü zorunlu olup bir kısım mirasçıların kabul beyanı ile sonuca gidilmesi mümkün değildir.
    1.a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b) Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin herbiri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2).
    Davacılar vekili, davalı ...’e ait olan 12/80 payın Burhanettin Özkan’dan gelen 2/80’lik kısmının iptali ile davacılar adına teciline karar verilmesini istemiş, ancak, Mahkeme tarafından davacıların tapu iptal ve tescil talebine yönelik olarak herhangi bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca, HMK’nin 297/2 maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında hüküm verilmesi zorunlu olduğundan, davacılar vekilinin istekleri arasında yer alan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olarak da hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu gereğe uyulmaksızın tapu iptal ve tescil talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmeden sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca dava dilekçesinde 25.000 TL üzerinden peşin harç yatırılarak dava açılmış olup keşif sonrası davacılar vekili tarafından harcı ikmal edilen bedel üzerinden vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken, dava dilekçesinde gösterilen miktar esas alınarak harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
    2. Davalılardan....nin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    (Mülga)1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HUMK)"un 61. maddesi: “Davaya vekalet deruhte etmesine kanunen imkan bulunmayan vekil mahkemeye kabul olunmaz. Bu takdirde, mahkemeye kabul edilmiyen vekilin müvekkiline, keyfiyetten bahisle, bir defaya mahsus olmak üzere re"sen davetiye gönderilir.” hükmünü içermekte olup; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu (Av.K.)"nun "Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler" başlığını taşıyan 35/1. maddesinde ise; “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.” düzenlemesi yer almaktadır.
    Yukarıda belirtilen her iki kanun hükmü bir bütün olarak değerlendirildiğinde:
    Kural olarak mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Avukatlık Kanunu’na (m.35/1) göre, en az üç avukat (ve dava vekili) bulunan yerlerde, baroda yazılı avukatlar (ve dava vekilleri) vekil olarak dava takip etme bakımından bir tekele sahiptirler. Baroda yazılı olmayan kişiler ise, vekil sıfatıyla mahkemeye kabul olunmaz. (mülga) HUMK’un 61. maddesindeki “vekil” kavramının kapsamına baroda yazılı avukat veya dava vekili girer. Bunların dışındaki kişilerin sıfat ve yetkileri ne olursa olsun, bu kapsamda değerlendirilmeleri olanaklı değildir.
    Öyleyse, bir kimse kendisi adına dava açmak üzere, dilediği kimseye temsil yetkisi verebilir. Yalnız temsilci olan kimse, baroda yazılı avukat (veya şartları varsa dava vekili) niteliğine sahip değilse, az yukarıda belirtilen Av. Kanunu m. 35/1 ile (mülga) HUMK"un m. 61 hükümleri gereğince dava açıp takip edemez. Ne var ki, bu kimsenin avukat (veya şartları varsa dava vekili) olan bir kimseye müvekkili adına dava açıp takip etmesi için temsil yetkisi (vekalet) vermesi olanaklıdır. (HGK 07.12.2011 tarih ve 2011/1-631 Esas-2011/745 Karar)
    Somut olayda; davalılardan Mefaret Enli adına kararı temyiz eden ...’in az yukarıdaki açıklamalar karşısında avukat veya dava temsilcisi olmayıp davalıyı temsilen temyiz yetkisi bulunmadığına göre, açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    3. Davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
    Yukarıda da ifade edildiği üzere tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK"nin 706, 6098 sayılı TBK"nin 237, 818 sayılı BK"nin 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nin 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK"nin 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Somut olaya gelince; davacılar vekili tarafından sunulan 26.07.1985 tarihli harici satış senedinin düzenlendiği belirtilen dönemde taşınmaz tapuya kayıtlı olup yargılama aşamasında da ( “...” mirasçıları) davalılar ..., ... ve ...’ın davayı kabul etmedikleri anlaşılmaktadır.
    Hal böyle iken, Mahkemece davacıların ... payına yönelik tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması da yerinde değildir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1-b) ve 3 nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davacılar vekili ile davalılardan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1-a). bentte gösterilen nedenle reddine, davalılardan Mefaret Enli’nin temyiz dilekçesinin 3 nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 10.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi