Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 583 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sahte olarak düzenlenen vekaletname kullanılarak dava dışı N.G."e temlik edildiğini, onun da taşınmazı davalıya satış suretiyle devrettiğini sahte belgelerle taşınmazın elinden alındığını ileri sürerek tapunun iptal ve tescilini istemiştir.
Davalı, iyiniyetli malik olduğunu, bedelini ödeyerek satın aldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın son kayıt maliki davalının 2. el olduğu ve iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 7.4.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat T. Ç. ile temyiz edilen vekili Avukat Z. T. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazın davacı R. B. adına kayıtlı iken, düzenlenen vekaletnameler ile vekil eliyle dava dışı N. G."e 8.5.2006 tarihinde 70,000 YTL. bedelle satış suretiyle temlik edildiği, onun da aynı bedelle 10.5.2006 tarihinde anılan taşınmazı davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, çekişmeli taşınmazın sahte vektaletnameler ile satışının gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de , dosyada bulunan Kayseri C.Başsavcılığının 2006/ 6447 esas- 347 sayılı iddianamesinde " Resul Büyükşahin"e ait taşınmazın devrine imkan sağlayan sahte belgelerle T.E. isimli şahsın kimlik bilgileri ile H.U."nun fotoğrafı yapıştırılmak suretiyle ... noterliğince (T. E."ın taşınmazın satışına ilişkin R. B.tarafından vekil edildiğine dair) vekaletname düzenlendiği yine kimlik bilgileri A.M.adındaki şahsa ait olup üzerine S. K."ın fotoğrafı yapıştırılarak,önceki vekaletnamedeki yetkilerin devredildiği, vekaletnamelerdeki kimlik bilgileri ile fotoğrafların ayrı kişilere ait olup, birbirini tutmadığı anılan taşınmazın N. G.e düzenlenen sahte vekaletnameler kullanılarak devredildiği" Naci"nin savcılık soruşturmasında bu hususları beyanı ile doğruladığı, hem davacı, hem davalının bu olay nedeniyle müşteki oldukları görülmektedir.
Somut olayda, ilk el durumundaki N."nin durumu bilen konumunda olup, emanetçi olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Öte yandan, davalı 2. el konumundaki M."in koşulların gerçekleşmesi halinde Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı da açıktır.
Mahkemece, iyiniyet araştırması ile ilgili ilkeler isabetli bir biçimde belirlenmiş, ancak davalının iyiniyetli olduğu kabul edilmişse de; davalının kardeşi A. 27.3.2008 tarihli beyanın da " Emlakçı vasıtasıyla arsayı görüp Belediye ve tapudan sordukları, N.G."le pazarlık ettikleri parayı temin etmek için 2 gün süre istedikleri , 2 gün sonra 168.000 Euro"yu vererek taşınmazı aldıkları, satın aldıktan sonra kendisini mitçi olarak tanıtan birinin telefon açarak evraklarda hata olduğunu söylediğini, emlakçı ve tapu ile görüştüklerini , tapuya güvenerek satın alındığını" ifade etmiştir.
Bu beyan dikkate alındığında , dava konusu taşınmaz N."ye 8.5.2006 tarihinde , davalıya ise 10.5.2006 tarihinde temlik edildiğine göre N.ile pazarlık süresi gözetildiğinde o tarihte taşınmazı edinen N.nin aynı gün taşınmazı elden çıkarmak istemesi, davalının taşınmazla ilgili bir kısım pürüzler olabileceğini düşünmemesi , diğer taraftan telefonla ihtar edilmelerine karşın kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemesi de hayatın olağan akışına uygun değildir.
Öte yandan, taşınmazın kısa sürede el değiştirmesi,akit değeri ile gerçek değeri arasında aşırı fark olması hususları da mahkemece gözetilen iyiniyet araştırması ilkeleri ile birlikte değerlendirildiğinde davalının iyiniletli olduğunu kabule olanak yoktur.
Hal böyle olunca, belirlenen olgular gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,7.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.