11. Hukuk Dairesi 2013/11056 E. , 2014/1058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2012
NUMARASI : 2007/295-2012/87
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.05.2012 tarih ve 2007/295-2012/87 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin, müvekkili adına TPE nezdinde tescilli olan ayakkabı taban tasarımını taklit ederek üretim ve satışını yaptığını, taklit tasarımlar ile ilgili 07.04.2004 tarihinde suç duyurusunda bulunduklarını ve davalının işyerinde yapılan aramada taklit tabanların ele geçirildiğini, açılan kamu davası sonucunda davalının suçlu bulunduğu, davalının müvekkili şirketin tasarımlarını taklit etmek suretiyle tasarım hakkına tecavüzde bulunarak haksız kazanç sağladığını ve davacının itibarının zedelenmesine neden olduğunu ileri sürerek, 10.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır Konya’da ayakkabı üretimi yaptığını ve dava konusu modeli yurt dışında fuarlarda görüp 2002 yılında numune olarak ürettiğini, bu model rağbet görmeyince satıştan kaldırdığını, davacının ise bu model ile ilgili tasarım başvurusunu 2003 yılında yaptığını, söz konusu ayakkabı tabanlarının hiçbir ticari değeri olmadığından davacının maddi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, manevi tazminat şartlarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı tarafından üretilen taban ile davacı tarafa ait 2003 3649 sayı ile tescilli taban tasarımının aynı oldukları, imalat ve tasarımının, tasarımcıya hareket özgürlüğü bırakmayacak bir tasarım özelliği taşımadığı ve mevcut benzerliğin teknik zorunluluk gereği olmadığı halde, tabanlar arasında aynılık derecesinde benzerlik olduğu, ortalama dikkate sahip alıcıların bu tabanları ayırt etmede zorluk çekecekleri, sunulan örneklerin arasında tasarım ve görünüm olarak tanıma yanılgısına yol açabilecek bir benzerlik bulunduğu görülebildiğinden, davalının ürününün davacının tescilli tasarımına tecavüz ettiği kanaatine varıldığı, davacı taraf itibar kaybı gerekçesiyle manevi tazminat da talep etmiş ise de, tecavüze konu davalı ürünlerinin kalitesizliği ve buna göre itibar kaybına neden olduğu hususunun dosya kapsamına göre ortaya konulamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı tarafın davacıya ait TPE"de tescilli çoklu tasarımın 2 nolu tasarımına vaki tecavüzünün tespitine, 10.000 TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı taraf maddi tazminat yanında ayrıca manevi tazminata da hükmedilmesini talep etmiş olup mahkemece yazılı gerekçeyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Ancak, 556 sayılı KHK"nın 49/c maddesinde, tasarımdan doğan hakları tecaüze uğrayan tasarım hakkı sahibinin, tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebinde bulunabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, mahkemece, davacının tescilli tasarımına davalı tarafından tecavüzde bulunulduğu sabit görüldüğüne göre, davacı lehine uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerekirken, davalı ürünlerinin kalitesizliği gerekçe gösterilerek manevi tazminat talebinin reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 535,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.