Esas No: 2021/14425
Karar No: 2022/5387
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14425 Esas 2022/5387 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/14425 E. , 2022/5387 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
A) Mahkemenin birleşen 2012/231 Esas sayılı dosyasında, sanık ... hakkında banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip alt sınırdan uzaklaşarak hüküm veren Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, bu suça ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş olup, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Mahkemenin, 2012/232 Esas sayılı dosyasında banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ... ile ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri ile birleşen 2012/231 Esas sayılı dosyasında sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan ... vekilinin, sanık ... ve vasisi ile sanık ...'in temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1- 2012/232 Esas sayılı dosyada banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri ile resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak; katılan ...'ın vekili vasıtasıyla sunduğu 22.03.2011 havale tarihli şikayet dilekçesinde suça konu 21.250 TL bedelli çeki sanık ...'tan olan alacağına karşılık aldığını beyan ettiği, Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 24.03.2011 tarihli beyanında ise, imal ettiği ekmek makinalarından sanık ...'a sattığını ve karşılığında suça konu çeki aldığını, bunun için fatura da düzenlediğini ifade ettiği, sanık ...'un Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 02.05.2011 tarihli savunmasında, suçlamayı kabul etmeyip borcu nedeniyle katılana açık senet verdiğini savunduğunun anlaşılması karşısında, sanıkların suç kastlarının belirlenmesi ve gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından; düzenlediği faturanın katılandan temin edilerek incelenmesi, suç tarihinin kesin bir şekilde belirlenmesi, çekin önceden doğan borç için verilip verilmediğinin tespiti ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükümleri kurulması,
2- Esas ve birleşen dosyalarda sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “Resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu dikkate alındığında; sanığın, diğer katılan ...'un keşideci olarak göründüğü Türkiye İş Bankasının .... Şubesine ait, ... ve .... numaralı suça konu sahte çekleri piyasaya sürdüğü somut olayda, fiillerinin her biri yenilenen suç işleme kararıyla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü kısa zaman aralıkları içerisinde birden fazla ihlal etmek suretiyle zincirleme şekilde işlenmiş sahtecilik suçunu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sahtecilik suçuna konu çeklerin, bulunması gereken zorunlu unsurlardan olan "keşide yeri" olmadan tedavüle konulduğu ve bu haliyle özel belge niteliğinde olduğu anlaşılmakla eylemlerin "Özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturduğu gözetilmeden "Resmi belgede sahtecilik" suçundan hükümler kurulması,
4- Kabule göre de;
a-TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b-1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri verildiği halde kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan ... vekillerinin, sanık ... ve vasisi ile sanık ...'in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 30.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.