13. Ceza Dairesi 2016/4544 E. , 2016/9388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ..."a yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından, müşteki ..."a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün ve sanık ... hakkında müşteki ..."a yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla uzun süreli erteli hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanık hakkında, mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun uygulanamayacağı, buna karşılık aynı maddenin 1. fıkrasının (a) ve (d) bentleri ile (c) bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler bakımından velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin, (e) bendindeki hak yoksunluğunun ise uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Sanığın kasten işlemiş olduğu hapis cezasının kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına ve (c) bendinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun kendi alt soyu bakımından uygulanmamasına,” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müştekiler İbrahim Kınay ve ..."a yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuğun eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 151/1, 31/3. maddesindeki mala zarar verme suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 7 yıl 12 aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihleri olan 02.02.2005 ve 21.02.2005 günlerinden hüküm tarihine kadar geçtiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
IV-Sanık ... hakkında hakkında müşteki ..."a yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hüküm ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki İbrahim Kınay"a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ... ve arkadaşı temyiz etmeyen ..."ın yakalandıklarında üzerlerinde ele geçen yazıcıyı çaldıklarını kabul ederek çaldıkları yeri söylemek suretiyle müşteki ..."a iadesini sağladıklarının anlaşılması karşısında; müşteki İbrahim Kınay"a etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan TCK"nın 168/1-4. maddesinin tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanık ..."ın uzlaşmak istediğini beyan ettiği, müşteki ..."un da vefat etmeden önce uzlaşmak istediğini beyan etmesi karşısında; mala zarar verme suçundan müştekinin mirasçıları ile sanık arasında uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile sanık ..."ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.