Esas No: 2021/504
Karar No: 2022/5391
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/504 Esas 2022/5391 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/504 E. , 2022/5391 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet
1) Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 206. maddesinde, “Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” düzenlemesi mevcut olup, anılan hükümle resmi belgeyi düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yalan bildirimde bulunulması eyleminin cezalandırıldığı, bu suçun oluşması için; resmi belgeyi düzenlemeye yetkili ve aynı Kanunun 6. maddesindeki tanıma uyan kamu görevlisinin failin açıklamalarına dayanarak, bu beyanı araştırma yükümlülüğü de olmaksızın, resmi belgeyi düzenlemesi gerektiği, ayrıca kişinin beyanı yeterli olmayıp, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunlu ise; bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlendiğinde kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve kişinin bu beyanını içeren belge ispat aracı olarak da kullanılamayacağından, anılan maddedeki suç oluşmayacağı nazara alındığında, sanığın kolluğa müracaat ederek ... ve ... isimli kişilerin kendisinin kullanmış olduğu .... plakalı aracı bıçak çekmek suretiyle gasp ettiklerini beyan ettiği ve bu şekilde kolluk tarafından müşteki ifade tutanağı düzenlendiği, daha sonra ... ve ... isimli şahısların yakalandıkları, alınan ifadelerinde bahse konu aracı sanık ...'nin babası olan .....'den teslim aldıklarını beyan etmeleri üzerine sanığın alınan ifadesinde, ... ve ... isimli şahısların aslında babasını gasp ettiklerini, ancak babasının Türkçesinin iyi olmaması sebebiyle kendisinin kolluğa müracaat ederek sanki kendisi suçun mağduru gibi ifade verdiğini belirttiği somut olayda, sanığın müracaatı üzerine beyanının doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olduğu, bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığının belirlendiği ve sanığın bu beyanını içeren belge ispat aracı olarak da kullanılamayacağından atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırı,
2) Kabule göre de;
Sanığa isnat edilen ve üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren esmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 30.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.