11. Hukuk Dairesi 2013/11858 E. , 2014/1041 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 45. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2011/316-2013/73
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.03.2013 tarih ve 2011/316-2013/73 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı T.. A.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin T.. A.."de 20/02/1976 tarihinde hesap açtırdığını ve 75.000 TL yatırdığını, en son 29/03/1976 tarihinde vadeli hesapta 50.000 TL bırakarak yurt dışına çalışmaya gittiğini, uzun yıllar Libya"da çalışan müvekkilinin orada başına gelen bir olay neticesinde uzun yıllar cezaevinde kaldığını, akabinde 10/03/1988 tarihinde serbest kaldığını, Türkiye"ye döndüğünde hesabı bulunan banka olmak üzere tüm davalılara başvurarak parasının verilmesini istediğini, bu zamana kadar sonuç alamadığını, bu nedenlerle 1976 yılından bu yana müvekkili tarafından bankaya yatırılan paranın bugünkü değerinin tespit edilerek o tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek oranla hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline yönelik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL"nin davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş. vekili davanın reddini istemiştir.
Davalı TMSF vekili, davada husumetin müvekkili kuruma yöneltilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili kurumun pasif husumet sıfatının bulunmadığını ve davanın görevsiz mahkemede açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı T.. A.. vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu hesap ile ilgili hiçbir kayda rastlanılmadığını, ayrıca Bankalar Kanunu"nun 42. maddesi gereğince ilgili belge ve evrakların on yıl süre ile saklanabileceğini, 10 yıllık saklama süresi dolan belgelerin imha edilmesinden müvekkili bankanın sorumluluğunun tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, mevduatın zamanaşımına uğrayabilmesi için bankaca mevduat sahibine tebligat yapılması gerektiği, böyle bir tebligatın yapıldığının kanıtlanamadığı için davalı bankanın sorumlu bulunduğu ancak Merkez Bankası"na husumet yöneltilemeyeceği ve davalı TMSF tarafından yapılan işlemin idari işlem olduğu gerekçeleri ile davanın İş Bankası A.Ş. yönünden fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla kabulüne, 10.000 TL"ye dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak üzere davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, diğer davalılardan Merkez Bankası yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, davalı TMSF yönünden de yargı yolu nedeniyle HMK 114/B uyarınca dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı İş Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, mümeyyiz davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, dava mümeyyiz davalıda bulunan davacıya ait mevduatın usulsüz işlem sonucunda TMSF"ye devredildiği iddiasıyla açılmış ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarıyla davacının mevduatının usule aykırı olarak devir işlemine tabi tutulduğu kanıtlanmıştır. Bu durumda davanın halli hakimin hukuki bilgisiyle çözülebilecek bir hale gelmiştir. Şu halde, mahkemece davacının mevduatının TMSF"ye devir tarihine kadar kararlaştırılan mevduat faizi ile, devir tarihinden itibaren de avans faizi ile davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulması gerekirken, yerinde bulunmayan ikinci bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.