23. Hukuk Dairesi 2013/9053 E. , 2013/8232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARŞI TARAF-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen-davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 02.09.2003 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin 01.10.2012 tarihinde inşaatı bitirerek fiilen teslime hazır hale getirdiğini ve 31.12.2012 tarihinde de davalı adına kat irtifakı tapularını çıkardığını, ancak davalının müvekkiline düşen 16 adet villanın tapularını devretmeye yanaşmadığını ileri sürerek, öncelikle, hüküm kesinleşinceye kadar, sözleşme gereği müvekkili kooperatife ait16 adet villanın ve davalıya ait 7 adet villanın, üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir karar verilmesini istemiş ve müvekkiline ait 16 adet villanın tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili kooperatif adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Karşı taraf-davalı vekili, davacının müvekkiline ait 7 adet villayı teslime hazır hale getirmediğini, villalarda eksik ve ayıplı imalatları bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacıya düştüğü ileri sürülen 16 adet villanın üçüncü kişilere devir ve satışının tedbiren durdurulmasına, diğer taşınmazlarla ilgili tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati tedbir isteyen-davacı vekili temyiz etmiştir.
İhtiyati tedbirinin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK"nın 389/1. maddesine göre, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." İhtiyati tedbir, bu madde hükmü uyarınca kural olarak kendisi çekişmeli olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını güder. Bir alacağın güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise İİK"nın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz olup, bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmemekte, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmamakta, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânı sağlanmaktadır. Somut olayda, mahkemece, gerekçesi açıklanmamakla birlikte dava konusu olmayan 7 adet taşınmaz ile ilgili tedbir talebinin muhtemel alacakların tahsilini teminen istendiği sonucuna varıldığı ve bu gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalara ve yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati tedbir talep eden-davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir talep eden-davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç yatırılmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.