Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanlarından dolayı paydaşı bulundukları 242 parsel sayılı taşınmaza, davalılar tarafından fazla yer kullanılmak ve kendi paylarına düşen miktarı vermemek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın temyizi üzerine Dairece “ … araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu” gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı Durdu dışındaki diğer davacıların davasının reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ..raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 242 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisleri ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu görülmektedir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, davacı D. dışındaki diğer davacıların çekişmeli taşınmazda paylarına karşılık çekişmesiz olarak kullanabilecekleri yer bulunup bulunmadığının saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, davalıların çekişmeli taşınmazda bir kısım yerleri tasarruf ettikleri, davacı D. dışındaki diğer davacıların zeminde kullandıkları bir yer bulunmadığı, ancak davalı paydaşların kullandığı yerlerin dışında krokide (J), (M) ve (O) ile gösterilen bölümlerin kayıtla ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerce tasarruf edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, üçüncü kişilerin taşınmazdan el çektirilmesi halinde davacı paydaşların kullanabilecekleri bir yerin ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Ancak, kayıtla ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerin çekişmeli taşınmazda krokide gösterilen yerleri kullanmalarının davalı paydaşlarla bir ilgisinin bulunması, diğer bir ifade ile davalıların onayına ya da bir sözleşmeye dayanmaları halinde, davalı paydaşların bu suretle taşınmaza elattıkları ve davacıları intifadan men ettikleri kabul edilmelidir. Ne varki, mahkemece bu konuda yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; taşınmazda yer kullanan ancak kayıtla bir ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerin, davalıların onayına ya da bir sözleşmeye dayanıp dayanmadıklarının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.