Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2454 Esas 2009/3876 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/2454
Karar No: 2009/3876
Karar Tarihi: 30.3.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2454 Esas 2009/3876 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/2454 E.  ,  2009/3876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 19/10/2006
    NUMARASI : 2005/512-2006/259

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 363 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyıda kalan kısmın tapusunun iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalılar, oturumlara katılmamışlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar H.ve Y.K. tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma istemi değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 28.12.1984 tarihinde yapıldığı, 20.3. 1986 tarihinde kesinleştiği ve davanın 22.6.2005 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar nizalı taşınmazın kıyı- kenar çizgisi içinde kalan bölümü devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak ( Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince ) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen " bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 10.12.1952 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hal böyle olunca, karardan sonra yürürlüğe giren yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine dair karar verilmek üzere karar bozulmalıdır. Bir kısım davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.