Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2280 Esas 2009/3875 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/2280
Karar No: 2009/3875

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2280 Esas 2009/3875 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/2280 E.  ,  2009/3875 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 16/12/2008
    NUMARASI : 2006/482-2008/521

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, paydaşı oldukları 2811 ada 2 nolu parsele komşu parsel maliki olan davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve eski hale iadesi isteminde bulunmuşlardır.
       Davalı, imar öncesi kadastral parsel olan 942 ada 14 nolu parselde paydaş olup, payına isabet eden yere ev yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     Dava, imar çapına elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2811 ada 2 nolu imar parselinde davacıların paydaş oldukları, davalı tarafından inşa edildiği anlaşılan binanın mutfak bölümünün imar uygulamasından sonra ve diğer taşkın kısım olan 2,5 m2’lik bölümün ise imar uygulamasından önce yapıldığının uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporla saptanarak taşkınlığın imar uygulaması ile oluştuğu ve davalının imar öncesinde taşınmazda hakkının bulunduğunun mahkemece benimsendiği ve davacının da hükmü temyiz etmemekle bu olguyu kabul ettiği görülmektedir. Belirlenen bu olgulara göre,  uzman bilirkişi tarafından saptanan kaim bedelin davalıya ödenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak bir yapı inşa etmiş ve imar uygulaması sonucu bu yer başka bir imar parseli içerisinde kalmış ise,  kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı gibi taşkın yapı bedeli imar parseli malikince davalıya ödenmediği sürece yapı sahibinin bu yeri kullanmasına engel olunamayacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, taşkın yapının kaim bedeli ile kalan kısmın tadilatına karşılık olmak üzere mahkemece belirlenen 3.000,00.-YTL’nin  3194 sayılı yasanın 18. maddesi gözetilerek mahkeme veznesine depo ettirilmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, davanın açılmasında davalının kusurlu olmadığı göz ardı edilerek davalı aleyhine yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
    Davalının  bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  30.03.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.