Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/477
Karar No: 2020/128
Karar Tarihi: 11.02.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/477 Esas 2020/128 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/477 E.  ,  2020/128 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 16.05.2012 tarihli dava dilekçesinde; çekişme konusu Aşağıoba Köyünde batısı: 91 parsel, doğusu: Yaşar Atalay evi, kuzeyi: Hüseyin Atalay evi, güneyi: boşluk ile çevrili alanda ev, çardak ve bahçe ile çevrili taşınmazın 50-60 yıldır müvekkilinin zilyetliğinde olduğunu, müvekkili tarafından imar ve ihya edildiğini, müvekkili lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı Hazine vekili 12.07.2012 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup, zilyetliğe dayalı olarak iktisap ve özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    5.1. Davalı Aşağıoba Köy Tüzel Kişiliği vekili ve davalı ... Belediyesi vekili dava konusu yerin köy meydanı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2013 tarihli ve 2012/284 E., 2013/159 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın A ile gösterilen kısmının 91 nolu parsel içerisinde kaldığı, B ile gösterilen kısmının ise tapulama çalışmaları yapılırken Deveci Köyü Meydanlığı olarak tescil harici bırakıldığının belirlendiği, meydanların kamunun yararlandığı kamu malı ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 11.12.2013 tarihli ve 2013/13454 E., 2013/12424 K. sayılı kararı ile; somut olayda çekişmeli taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı ilgili idari mercilerden sorulup saptanmamış ise de; gerek çekişmeli taşınmazın havadan çekilen ve dosyada yer alan fotoğrafından, gerekse tesis kadastro pafta haritasındaki konumundan yol ve köy boşluğu olarak tescil harici bırakıldığının anlaşıldığı, bu şekilde taşınmazların Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddesi gereğince masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hâle getirildiğinin ispatlanması hâlinde imar ve ihya edenler veya halefleri adına tescilinin mümkün olduğu, ancak mahkemece davacının bildirmiş olduğu deliller toplanarak imar ve ihya olgusunun araştırılmadığı, bu hâlde davacının bildirdiği deliller toplanarak, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde hangi tarihte tesis kadastrosu çalışmalarının yapılıp tamamlandığının Kadastro Müdürlüğünden sorulması, komşu 89, 90, 91 ve 92 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak örneklerinin dosyaya getirtilmesi, dava konusu taşınmazın dava tarihinin 2012 yılı olması nazara alınarak dava tarihinden yaklaşık 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait üç adet stereoskopik çift hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından istenilerek dosya arasına konulması, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi aracılığıyla stereoskop aletiyle incelemesinin yaptırılması, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilerek 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi, fen bilirkişisinden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunu ölçüleri eşitlenmek suretiyle bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekçeleriyle ile bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.05.2015 tarihli ve 2014/410 E., 2015/590 K. sayılı kararı ile; dava konusu yeri gösteren pafta haritası 1/2000 ölçekli olarak düzenlenmiş olup, 1/5000 ölçekli pafta haritasında Deveciler Köyü meydanlığı olarak ayrılan kısmın ayrı bir pafta üzerinde gösterilmiş hâli olduğu, raporun kadastro müdürlüğünde çalışan teknisyenler tarafından hazırlandığı, yazılan müzekkerelere de aynı teknisyenler tarafından cevap verildiğinden kadastro müdürlüğüne dava konusu yerin hangi niteliğiyle tescil harici bırakıldığının sorulması için müzekkere yazılmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan meydan gibi yerlerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığı, somut durumda tescili talep edilen dava konusu yerin Deveciler Köyü meydanlığı olarak tescil harici bırakıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği çekişme konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesi kapsamında kamu orta malı niteliğinde bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre mahkemece 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17. maddesinde yer alan koşulların davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; mahkemece bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada, celse arasında, dosyada daha önce fen bilirkişi olarak görev yapan ve 13.12.2012 tarihli bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişilerden önceki rapora açıklık getirmek amacıyla yeniden alınan rapor ve krokiye dayanarak direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve burada varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Özel Dairece mi yoksa Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
    14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
    15. Somut olayda, mahkemece ilk kararda fen bilirkişiler tarafından tanzim edilen 13.12.2012 tarihli bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş iken, kararın Özel Dairece bozulmasından sonra celse arasında fen bilirkişiler tarafından tanzim edilen 20.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporu ve eki krokilerin dosya arasına alındığı, fen bilirkişilerin önceki krokilerinden farklı olarak bu kez pafta ölçeğinde değişiklik yaparak ve dava konusu yeri ve çevre parselleri pafta üzerinde göstererek önceki krokilerinden farklı ve yeni bir kroki tanzim ettikleri, mahkemece bu belgeler de değerlendirilerek direnme adı altında yeni bir karar verildiği görülmektedir.
    16. Şu hâlde "direnme" olarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    17. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    18. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ
    Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 16. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince kararın taraflara tebliğine ilişkin işlemlerin yerine getirilmesine, karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Özel Daireye gönderilmesine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi