Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1123 Esas 2009/3749 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/1123
Karar No: 2009/3749
Karar Tarihi: 26.03.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1123 Esas 2009/3749 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/1123 E.  ,  2009/3749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/06/2008
    NUMARASI : 2006/148-2008/107

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı adına kayıtlı olan 167 ada 3 parsel sayılı taşınmazın konumunun Kıyı Kanunu ve yönetmeliği ile Anayasaya aykırı olup, dairece tespit edilen kıyı kenar çizgisinin araziye uygulanması gerektiğini ileri sürerek, kıyıda kalan kısmının tapusunun iptalini istemiştir.
    Davalı, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
    Mahkemece, uzman bilirkişiler tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisine göre çekişmeli taşınmazın 135.01 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisinin içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi aporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın ilk tesisinin kadastro ile 28.04.1981’de oluştuğu, davanın ise 07.04.2006 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan bölümü, devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.02.2009 tarihinde kabul edilip, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2.maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” ve 3.maddesi ile eklenen geçici 10.maddesinin “bu kanunun 12.maddesinin 3.fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 28.04.1981 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hal böyle olunca, karardan sonra yürürlüğe giren yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi bakımından karar bozulmalıdır.
    Davalının, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.