14. Hukuk Dairesi 2015/10220 E. , 2015/8526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yenice(Karabük) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2010/125-2013/145
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.09.2010 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. D...Y..ile karşı taraftan davacı vekili Av. B.. B.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı, paydaşı olduğu 10 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını davalıya satış yoluyla devrettiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir.
Davalı, davacının satıştan bilgisi bulunduğunu, payın gerçekte 35.000,00 TL ödenerek edinildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalı 1/2"şer pay malikidir. Davalının bu payı dava dışı önceki paydaş M..Ö...’den; davacının da payını babası olan önceki paydaş M... Ö..’den edindiği anlaşılmaktadır. İnşaat mühendisi bilirkişisinin 05.06.2013 günlü raporunda taşınmazda 25 yıllık üç katlı bina bulunup, davalının ikinci katı kullandığı saptanmıştır. Taşınmazın tapulama tutanağının edinim sütununda üç katlı binanın M... Ö... ve M... Ö.. tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Önceki malikler M... ve M.. tarafından adi yazılı olarak 19.09.1983 günü düzenlenen “Anlaşma Senedi” başlıklı belgeden taşınmazdaki binaların paylaşımının yapıldığı anlaşılmaktadır. Keşif sırasında dinlenen davacı tanıkları da taşınmazda satış tarihine kadar payı devreden Mustafa’nın oturduğunu söylemişlerdir. Bu nedenlerle, önalıma konu payın bulunduğu taşınmaz önceki paydaşlarca özel olarak taksim edildiği ve davalının pay edindiği paydaşın belirli bir kısmı kullanırken kendi kullandığı yeri davalıya payını satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, satıcı zamanında satıma konu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz.
Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar uyarınca eylemli paylaşmanın varlığı nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.