Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/45
Karar No: 2020/173
Karar Tarihi: 15.10.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/45 Esas 2020/173 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/45
KARAR NO : 2020/173
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI : 2017/639 Esas - 2017/1012 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/10/2020
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından 02/12/2016 tarihinde, geçerli ve hukuki bir ticari ilişki kapsamında ...AŞ (... Turizm) banka hesabına davalı ... aracılığıyla 43.956,00TL ödenmek istediğini, işlemi gerçekleştirmek için verilen hesap adı ve IBAN bilgilerinde hesap adı “....” olarak bildirilmesine rağmen, IBAN numarası sehven...…Ltd Şti’ne (...) ait olan numarasının bildirildiğini, 43.956,00 TL tutarındaki meblağın hesap adı ve IBAN numarası uyuşmadığı halde davalı banka kanalıyla ... şirketinin hesabına geçtiğini, EFT işlemlerinde, ticari şirket unvanı ile ilgili şirketin hesap numarasının örtüşüp örtüşmediğinin kontrolünün mevzuat uyarınca davalı bankanın sorumluluğunda olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 43.956,00 TL’nin şimdilik 1.000 TL’sinin davalıdan işlem tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAPDavalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın kendisine gelen EFT talimatına uygun olarak sözkonusu tutarın EFT alıcısının hesabına geçmesini sağladığını, müvekkili bankaya izafe edilecek herhangi bir kusurun olmadığını, sebepsiz zenginleşene dava dışı ... Mühendislik şirketine davanın yöneltilmesi gerektiğini, uyuşmazlığa taraf olmayan ve sebepsiz zenginleşmeyen müvekkili bankaya husumet düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davacı tarafından yanlış hesap numarası yazılması suretiyle parayı göndermek istediği kişiye değil, farklı bir şirkete gönderdiği çekişmesiz olduğu, havale işleminin tamamlandığı davalı bankanın başka bir mudisi hesabına paranın aktarılmış olduğu, bu nedenle yanlış yatırılan hesabın davalı alacağına kullanılması ile dava dışı ... Mühendislik İnşaat San. ve Tic. Ltd.Şti'nin sebebsiz zenginleştiği gerçeğini değiştirmediği, hatalı olsa da havalenin yapılmış olmasıyla birlikle tasarruf yetkisi havale işlemine konu alıcıya geçtiğinden bir başka deyişle bankanın bu işlemi geri alma yetkisi bulunmadığından; davanın havale işlemine aracılık eden davalı bankaya değil hatalı olduğu iddia edilen işlemin alıcısına yöneltilmesi gerektiği, bu yönde yerleşmiş Yargıtay 11 HD’nin Esas 2014/1271, Karar 2014/7957 sayı vc 29/04/2014 tarihli kararı ve Esas 2008/4986, Karar, 2010/1234 sayı ve 04/02/2010 tarihli kararının mevcut olduğu, bu nedenlerle, dava konusu olayda sebepsiz zenginleşen davalı banka olmadığından dava açısından husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf sebeplerinde özetle; davalı bankanın havale işleminden dolayı gerekli özeni göstermediğinden sorumlu olduğunu, kararda gösterilen Yargıtay kararlarının somut olayla örtüşmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davacının dava dışı havale alıcısına göndermek istediği paranın havale talimatında alıcının IBAN numarasının sehven hatalı bildirilmesinden doğan zararının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davalı bankaya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olmak üzere, istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı yan ile davalı banka arasındaki uyuşmazlığın çözümü bakımından havalenin hukuki durum ve yasal düzenleme yönlerinden kısaca açıklanmasında yarar bulunmaktadır. Bankacılık Kanunu’nda havale işlemleriyle ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Genel olarak havale işlemi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 555 - 560. maddelerinde düzenlenmiştir. Havale, TBK’nın 555. maddesinde “Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir” şeklide tanımlanmıştır.Sözkonusu hükümde de belirtildiği üzere, havale, çifte yetkilendirmeyi içeren tek taraflı ve varması gerekli bir hukukî işlemdir. Hesap sahibi, bankaya verdiği havale talimatı sonucunda, bankayı kendi hesabından belirli bir miktarda para çekip havale alıcısına ödemeye yetkili kılmaktadır. Bunun yanında, havale işleminin özelliği gereği, havale talimatı sayesinde, havale alıcısı da, havale edilen tutarı kendi adına tahsil etme yetkisine kavuşmuş olur (ÇEKER Mustafa, “Banka Hukuku Açısından Havale İşlemi ve Karşılaşılan Sorunlar”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XII, Y. 2008, Sa. 1-2, s. 64 – 65). Bunun yanında “havale eden ile havale alıcısı arasındaki ilişki” TBK’nın 556. maddesinde, “geri alma” ise 559. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre hangi halde havale yetkisinin geri alınabileceği TBK’nın 559. maddesinde düzenlenmiş olup sözkonusu hüküm “(1)Havale eden, havale alıcısına verdiği yetkiyi her zaman geri alabilir. Ancak, havale alıcısının yararına, özellikle onun alacağını elde etmesi amacıyla verdiği yetkiyi geri alamaz. (2)Havale ödeyicisi, havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale eden, ona verdiği yetkiyi geri alabilir. (3) Havale edenin iflası hâlinde, henüz kabul edilmemiş olan havale kendiliğinden sona erer” şeklindedir. Bu, havale edenin, havale ödeyicisine verdiği ödeme veya havale alıcısına verdiği kabz yetkisini geri almasıdır. Görüldüğü üzere TBK’nın 559. maddesinin 2. fıkrasında havale edenin, havale ödeyicisine verdiği ödeme yetkisini geri alabileceği belirtilmiş ancak, bunu bir süre ile sınırlamıştır. Bu süre, ödeme yetkisinin verilmesinden, havale ödeyicisinin kabul beyanının kendisine gönderilene yapılmasına kadar geçen zaman parçasıdır. Havale ödeyicisinin kabulü ile mücerret ilişki kurulmuş olacağından havale gönderen verdiği ödeme yetkisini artık geri alamaz. Kabul, tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanı olup bu beyan yazılı olabileceği gibi havalenin havale alıcısının hesabına kaydedilmesi yoluyla fiili de olabilir. Havale ödeyicisi, havale bedelini önceden kabul etmeksizin kendisine gönderilene öderse, bu halde de geri almadan söz edilemez. Ayrıca, 559. maddenin 1. fıkrası, havale edenin, havale alıcısına karşı geri alma imkânını, karşılık ilişkisinde olduğu (m. 559/2) gibi zaman açısından değil, işin mahiyeti icabı sınırlamıştır. Maddenin 1. fıkrası, havalenin geri alınmasını iki yönden sınırlamıştır. Bunlar; havalenin, havale alıcısının menfaati ve alacağını tediye için yapılmış olması halleridir. Buna göre havale işlemi, alıcının hesabına alacak kaydedildiği anda gerçekleşmiş olur. Alacak kaydı yapılmadığı sürece alıcının bankadan herhangi bir talepte bulunabilmesi mümkün değildir. Havale tutarının gönderenin hesabından alınıp alıcının hesabına alacak kaydı ile işlem tamamlanır ve alıcının bankadan ödemeyi talep hakkı doğar. Havalenin hesaba alacak kaydından sonra ise artık cayma hakkı kullanılamaz. Zira bu işlemler sonucunda banka, alıcıya havaleyi kabul ettiğini bildirmiş olmakta ve alıcının bankadan bir alacak hakkı (havale tutarının kendisine ödenmesini talep hakkı) doğmaktadır. Yapılan açıklamalar ışığında istinaf incelemesi yapılan somut olay incelendiğinde, mahkemece davalı .... Bankası A.Ş.’nin taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı banka, davacı havale edenin vermiş olduğu yetki ile havale alıcısına ödeme yapacak olduğundan yani havale ödeyicisi sıfatını haiz olmasına göre husumetin yönlendirilmesinde her hangi bir hata bulunmamaktadır. Bu anlamda ilk derece mahkemesince davanın davalının taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle reddi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, davalının taraf sıfatının bulunduğunun kabulü ile davanın esasının incelenerek tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30/11/2017 tarih ve 2017/639 Esas - 2017/1012 Karar sayılı kararının HMK 353(1) a-6 gereği KALDIRILMASINA;2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE,3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının istek halinde kendsine iadesine,4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi