17. Ceza Dairesi 2015/16866 E. , 2016/9747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafileri
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında müştekiye ait büfenin camını kırıp içeri girerek hırsızlık yaptıkları olayda, işyeri dokunulmazlığını bozmak suçundan zamanaşımı içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
1-Sanıklar ..., ..., ... ve ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Hükmolunan cezanın tür ve miktarı bakımından, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-b maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK"nun 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre kesin nitelikte olduğundan, sanıklar ... ve ... ile sanıklar ..., ..., ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiilerinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
2-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerde, 5271 sayılı CMK"nın 231/6-c bendine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” şartının arandığı, müştekinin 07.12.2006 tarihli oturum sırasında “...bir kısım mallar dükkanın demir korkulukları dar olduğu için çıkarırken kırmışlar ne kadarının kırıldığını bilmiyorum, ayrıca bir kısım içkiler kullanılmış bana iade edilmedi, zararım karşılanmadı...” şeklinde beyanda bulunduğu, sanıkların müştekinin zararını karşılamak istedikleri yönünde herhangi bir beyanda bulunmadıkları, dosya arasında müştekinin zararının giderildiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında müştekinin zararı giderilmemiş olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı ve mahkemenin uygulamasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bu nedenle bozma talep eden düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanık ... hakkında,...Asliye Ceza Mahkemesi"nin 1998/644-833 E-K. sayılı kararıyla hırsızlık suçundan verilen ve 19.09.2000 tarihinde kesinleşen; sanık ... hakkında, ...Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2004/15 E, 2005/101 K. sayılı kararıyla hırsızlık suçundan verilen 07.07.2005 tarihinde kesinleşen ve 12.09.2009 tarihinde infaz edilen tekerrüre esas eski hükümlülükleri bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması ile sanıklar ... ve ..."ın oluşa ve dosya kapsamına göre yüklenen suça TCK"nın 37/1. maddesi kapsamında fail olarak katıldıkları gözetilmeden haklarında aynı Kanun"un 39. maddesi ile uygulama yapılması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine, aynı maddenin diğer haklar ile a, b, d ve e bentlerindeki hak yoksunluğun ise infaz tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Birlikte suç işleyen sanıklar hakkında ortak yapılan yargılama giderlerinin, payları oranında alınmasına karar verilmesi halinde her bir sanığın payına düşen 8,80 TL"nin CMK"nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek, terkin edilecek miktar olan 20,00 TL"nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ile sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hükümlerden çıkartılması ile yerlerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibarelerinin eklenmesi, "yargılama gideri olarak hesaplanan 44,00 TL"den sanıkların payına düşen 8,80 TL"nin CMK"nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda hazineye
yükletilmesine suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
UYAP"tan alınan nüfus kayıt örneğine göre, suça sürüklenen çocuk ..."ın hüküm tarihinden sonra 19.08.2012 tarihinde öldüğü ve ölüm kaydının nüfusa işlendiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 64. ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereği kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 30.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.