20. Hukuk Dairesi 2015/3290 E. , 2015/2117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, .......... Köyü 132 ada 171 parsel sayılı 11.100,40 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı gerçek kişi adına tespit edilmiştir. Hazine, taşınmazın öncesinin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki çalılık niteliğinde bir yer olduğunu ve zamanaşımı zilyetliği nedeni ile kazanılacak yerlerden olmadığını ileri sürerek dava açmıştır. Diğer yandan; ... tarafından Kadastro Mahkemesinin 2006/70 Esas sayılı dosyasında; çekişmeli taşınmazla birlikte dava dışı bir kısım parsellerin dayıları olan ...., ...., .... ve ..... adlarına tespit gördüğü, bu yerlerin kök muristen gelip ölü annesi ...... payının da davalılar adına tespit edildiği iddiası ile açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda, davanın askı ilân tarihleri olan 22/11/ 2006 - 21/12/2006‘dan sonra 22/12/2006 tarihinde açıldığından bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesine aktarılmış ve ...’nin o dosyadaki 132 ada 171 sayılı parselle ilgili davası temyize konu dosyada katılım istemi olarak değerlendirilip davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, Hazine tarafından temyiz edilmek üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.12.2009 tarih ve 2009/18512 E. - 2009/19181 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [1- Mahkemece, çekişmeli .......... Köyü 132 ada 171 sayılı parselin orman sayılmayan, zilyetlikle kazanılabilecek olan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde hükme bağlanan koşulların davalı yararına oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, parselin tarım uzmanı bilirkişi .......’nın 25/06/2007 tarihli raporunda (B) harfi ile belirlenen ve fen bilirkişisi tarafından krokisinde gösterilerek 683.161 m² yüzölçümünde olduğu saptanan bölümün tarıma engel teşkil eden bir yapıda, % 20 - 25 eğimde olduğu, toprağının % 20 - 25 oranında taşlığa sahip ve üzerinde çok sayıda maki elemanı bulunduğu, dikili tarım emvali söz konusu olmayıp, tarımda kullanılmadığı saptanmıştır. Bu bölümde, davalının ekonomik amacına uygun bir zilyetliğinin varlığından söz edilemeyeceği gibi, belirlenen nitelikleri itibarıyla eylemli durumu açısından ve hukuken orman sayılan yerlerden olduğu da anlaşılmaktadır.
6831 sayılı Kanunun 1/j ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Vasıf Tayinine Esas Olacak Tanımlar" başlıklı 23. maddesinin (o) ve (p) bendi ve yine aynı yönetmeliğin "Devlet Ormanı Olarak Sınırlandırılacak Yerler" başlığını taşıyan 26/j maddesi "Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanların Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağını" aynı maddenin 2. fıkrasında "Orman rejimine girmiş olan bu gibi yerlerin komisyonlarca herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı" konularında hükümler bulunmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde “funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağı açıktır. Hal böyle olunca, taşınmazın (B) harfi ile belirlenen 683.161 m²"lik bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gereklidir.
2) Çekişmeli yerin (A) harfli bölümü ile ilgili temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılıp kesinleşen bir orman kadastrosunun bulunup bulunmadığı Orman İşletme Müdürlüğünden araştırılarak, bulunması halinde orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin dosyaya getirtilmesi; önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucunda kesinleşen orman kadastrosunun bulunmadığının anlaşılması halinde ise; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ile tespit tarihi olan 2006 yılından 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve topografik haritası getirtilerek ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman Yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı eliyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; taşınmazın orman sayılan yerlerden olması halinde Hazinenin davasının kabulüne karar verilmelidir.
Dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile getirtilerek, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verimesi] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacı Hazinenin davasının KABULÜNE,
Müdahil davacı ..."nin davasının REDDİNE,
Dava konusu ....... İli ..... İlçesi .......... Köyü, 132 Ada 171 parsel nolu taşınmazın tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın krokide (B) ile gösterilen bölümünün orman niteliğinde olduğu önceki bozma kararımızla kesinleşmiş, (A) ile gösterilen bölümün ise, 1985 tarihli hava fotoğraflarında, kısmen meşe cinsinde ağaçlar, kısmen de maki formunda ağaççık ve çalılarla kaplı olduğu ve kullanım bulunmadığı, 2010 tarihli uydu fotoğraflarında ise, çok az bir kısmı sürülü olduğu, kısmen hali, kısmen taşlık olduğu, üzerinde dört adet meşe ağacı bulunduğu, taşınmazın eğiminin %12"nin üzerinden olduğu ve 6831 sayılı Kanunun 1/j ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Vasıf Tayinine Esas Olacak Tanımlar" başlıklı 23. maddesinin (o) ve (p) bendi ve yine aynı yönetmeliğin "Devlet Ormanı Olarak Sınırlandırılacak Yerler" başlığını taşıyan 26/j maddesi "Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanların, Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağı" hükme bağlandığından ve ayrıca taşınmazın orman bilirkişi raporuna aktarılan fotoğraflarına ve ziraat bilirkişi raporuna göre ise, imar ve ihya edilmemiş, 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi gereğince zilyetlikle kazanılması mümkün olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu anlaşılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarnın reddi ile, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.