21. Hukuk Dairesi 2015/10188 E. , 2015/18504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk ( İŞ) Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/242-2013/292
Davacı, yurtdışında sigorta başlangıç tarihinin Türkiye de sigorta başlangıcı olduğunun tespitiyle, borçlanılarak prim gün sayısının ve borç tutarının emeklilik yaşının hesaplanmasında yurt dışı sigorta başlangıcının dikkate alınmasına, günlük borçlanma tutarının davanın açıldığı tarihe göre hesaplanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının yurt dışı sigortalılık başlangıcının yurt içinde de sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi ve borçlanılacak prim gün sayısının ve borç tutarının emeklilik yaşının hesaplanmasında yurt dışı sigorta başlangıcının dikkate alınması, günlük borçlanma tutarının davanın açıldığı tarihe göre hesaplanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin Alman Rant Sigortası giriş tarihi olan 02.09.1986 tarihi olduğunun tespitine, davacının borçlandırma işleminin 506 Sayılı Kanunun geçici 81. maddesine göre yapılması gerektiğinin ve davacının 5300 prim gün sayısı, 49 yaş ve 25 yıllık sigortalılık şartlarına tabi olduğunun tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Almanya"da 02/09/1986-03/07/1987 tarihleri arasında okul eğitimi nedeniyle sigortalılığının bulunduğu, 26/05/1988-21/08/2011 tarihleri arasında zorunlu sigorta sının olduğu, 07/05/2011-30/04/2012 sigortadan muaf cüzi çalışmasının olduğu, Türkiye"de SSK kapsamında 11/11/2007-30/11/2007 tarihleri arasında 20 gün, 28/12/2011-28/01/2012 tarihleri arasında 32 gün sigortalılığının bulunduğu, Kuruma 29/06/2011 tarihinde başvuru yaparak yurtdışı hizmetlerini borçlanma, talebinde bulunduğu, Kurum tarafından 26/05/1988-28/06/2011 tarihleri arasındaki 8313 gün için Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında borç tahakkuk cetvelinin düzenlendiği, davacının ödeme yaptığına dair dosya kapsamında bir belge bulunmadığı, davacının Türkiye"de SSK kapsamında sigortalı olduğu 11/11/2007-30/11/2007 ve 28/12/2011-28/01/2012 tarihlerinde yurtdışında çalışmasının bulunduğu, Kurum tarafından davacının söz konusu hizmetlerinin iptali ile ilgili bir işleme rastlanmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının Türkiye"de SSK kapsamında 11/11/2007-30/11/2007 tarihleri arasında 20 gün, 28/12/2011-28/01/2012 tarihleri arasında 32 gün sigortalılığının bulunduğu ve aynı dönemde yurtdışında çalışmasının olduğu, söz konusu çalışmalarının geçerli kabul edilip edilmeyeceği hususunda araştırma yapılmadığı, bu çalışmaların geçerli kabul edilip edilmemesi durumunun davacının borçlanmasının hangi sigortalılık kapsamında kabul edileceğini etkileyeceği ve davacının emeklilik hususundaki taleplerinin de buna göre değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının yurtdışındaki çalışmaları ile çakışan ve Türkiye"de SSK kapsamında 11/11/2007-30/11/2007 ve 28/12/2011-28/01/2012 tarihleri arasında geçen çalışmalarının Kurum tarafından geçerli kabul edilip edilmemesi ile ilgili Kurum tarafından bir inceleme yapılıp yapılmadığını belirlemek, davacının söz konusu çalışmalarının gerçek çalışma olup olmadığını araştırmak ve sonucuna göre davacının yurtdışı borçlanmasının hangi sigortalılık kapsamında kabul edilmesi gerektiğini belirlemekten ibarettir.
Ayrıca, davacının borçlanmasının hangi sigortalılık kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin tespit edilmesinden sonra davacının emeklilik hususundaki talepleri buna göre değerlendirileceğinden diğer hususların şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.