17. Ceza Dairesi 2016/7779 E. , 2016/9746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde, Y.C.G.K."nın Dairemizce de benimsenen 11.12.2012 günlü, 2012/1247 Esas ve 2012/1842 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesinde düzenlenen “suçun birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi” halinin, daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması nedeniyle aynı Kanun"un 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınacağı öngörüldüğünden zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuk ve iki arkadaşının olay günü saat 05.00 sıralarında müştekiye ait işyerine giriş kapısını tornavida ile açmak suretiyle girdikleri, içeriden 304.750.00 TL değerinde çeşitli ofis malzemesi hırsızladıkları, bu malzemeleri aynı cadde üzerinde işyerine 30 metre mesafede bir taksiye yüklerken tesadüfen devriye gezen kolluk görevlileri suç eşyaları ile birlikte yakalandıkları ve böylelikle eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı olayda, 5237 sayılı TCK’nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK"nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 62, 522/1, 55/3 maddeleri ile 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 35 ve 31/3. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun yanında aynı Yasa"nın 116/2-4, 119/1-c ve 31/3. maddesinde düzenlenen geceleyin birden fazla kişi ile birlikte işyeri dokunulmazlığını bozma ve şikayet bulunduğu için 151/1 ve 31/3. maddesine uyan mala zarar verme suçlarını da oluşturur ise de, mala zarar verme suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı gibi atılı suç bakımından zamanaşımı nedeniyle kamu davası açılması imkanının da bulunmadığı değerlendirilerek, 5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunması nedeniyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 24. maddesi uyarınca işyeri dokunulmazlığın bozma suçuyla ilgili olarak uzlaşma hükümlerinin uygulanma imkanı değerlendirilip sonucuna göre lehe olan yasanın belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
1-Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinden sonra belirlenen deneme süresinde yeni bir suçun işlenmesi halinde mahkemenin duruşma açarak hükmün açıklanması şartlarının oluşup oluşmadığını belirledikten sonra koşulların oluşması halinde açıklanmasını geri bıraktığı hükmü aynen açıklaması gerektiği ve önceki hüküm üzerinde herhangi bir değişikliğe gidilemeyeceği gözetilmeden, açıklanması geri bırakılan hükmün değişiklik yapılarak açıklanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesine aykırı davranılması,
2-Suça sürüklenen çocuğun eşyalar ile birlikte yakalandığı yer ile müştekiye ait işyeri arasındaki mesafenin 30 metre olması karşısında, eylem teşebbüs aşamasında kaldığı halde TCK"nın 35. maddesinin uygulanmaması,
3-İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ..."un temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine, 30.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.