Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazinenin mülkiyetinde bulunan 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların imar planında yol ve yeşil alan olarak ayrılması nedeniyle İmar Kanununun 11.maddesi uyarınca davalı Belediyeye devredildiğini, davalı belediyenin taşınmazları amacı dışında kullandığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş, bilahare yargılamanın devamı sırasında çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazlar ilgili talebi atiye bırakmıştır.
Davalı belediye, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı belediye vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tespit davası olarak hakemde açılmış, yargılama sırasında 4916 Sayılı Yasanın 24. maddesiyle değişik 3533 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca verilen görevsizlik kararı uyarınca genel mahkeme sıfatıyla yapılan yargılama sonunda; Mahkemece, çekişme konusu 9 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne, 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili talebin atiye bırakıldığı, HUMK.’nun 185. maddesi gereğince davalı belediyenin atiye bırakmaya karşı çıkmadığı anlaşıldığından, davalı belediyenin yargılama giderinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı belediyenin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine
Ancak, davalı belediyenin çekişmeli 9 parsel sayılı taşınmazla ilgili temyizine gelince; çekişme konusu 9 parsel sayılı taşınmazın, davacı hazine üzerinde kayıtlı iken, kesinleşen imar planında yeşil alan ve yol olarak ayrılmış olması sebebiyle 3914 sayılı İmar Yasasının 11. maddesinde öngöıülen prosedür uygulanmak suretiyle yol ve yeşil alan olarak sicilden terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı Hazinenin, davalı belediye tarafından taşınmazın terkin amacına uygun şekilde kullanılmadığını ileri sürerek, taşınmazın mülkiyetinin hazineye ait olduğunun tespiti ve tescili isteğiyle eldeki davayı açtığı görülmektedir.
Bilindiği üzere, 3194 Sayılı Yasanın 11/3. maddesinde, koşulları oluştuğunda terk ve terkindeki usulün aynen uygulanması ile taşınmazın geri alınmasının mümkün bulunduğu öngörüldüğünden, bu prosedür tamamlanmadan açılan eldeki davanın yasa] olduğu söylenemez.
O halde, koşulların varlığı halinde, taşınmazın geri alınmasında yukarıda sözü edilen yasal prosedürün uygulanması gerektiği hususu gözetilmeksizin, çekişme konusu 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı belediyenin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.