20. Hukuk Dairesi 2015/3876 E. , 2015/2111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1979 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ............. Köyü 2383 parsel sayılı 20400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde ........... adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Halen paylaşım nedeniyle 1/2"şer payla davalılar ... ve ... adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... Yönetimi, 30.11.2011 tarihli dava dilekçesi ile, taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde; bir bölümünün ise 2/B alanında kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptaliyle, kısmen orman niteliğinde, kısmen 2/B arazisi olarak ..... adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece taşınmazın, memleket haritası, orman amenajman planı ve kadastro paftasındaki durumu; bugünkü fizyolojik, biyolojik ve ekolojik durumu birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın, 6831 sayılı Orman Kanunun 1. maddesi gereğince orman sayılan sahalardan olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptaliyle orman niteliğinde ..... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2003 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları birlikte yapılmış; sonuçları 23/ 08/ 2004 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın, eski tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman niteliği ile ..... adına tescile karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacı ... Yönetiminin davası, kesinleşen orman kadastrosunda, orman sınırı içinde kalan bölümün orman niteliği ile, 2/B alanı içinde kalan kısmın ise 2/B"lik alan niteliği ile ..... adına tesciline ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Orman Yönetiminin görülmekte olan davada kesinleşen 2/B alanında kalan bölümü yönünden aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. HMK"nın 26. maddesi gereğince (eski HYUY"nın 72.md) “Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmü gereğince ve dava dilekçesindeki talep, taşınmazın kesinleşen tahdit içindeki kalan bölümünün tapu kaydının iptali ve tescile ilişkin olduğuna göre, mahkemece kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası uygulanarak, taşınmazın tahdit içinde kalan bölümlerinin tespit edilip, talep sonucunu aşmayacak şekilde tapusunun iptali ve orman niteliği ile ..... adına tesciline karar verilmesi, çekişmeli taşınmazın 2/B alanında kalan bölümleri yönünden ise davacı ... Yönetiminin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, .....nin, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla veya 2/B"lik alanda kalan bölümünün tapu iptali ve tescili için açılmış bir davası ya da görülmekte olan davaya asli katılımı da bulunmadığından, Orman Yönetiminin buna ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar veilmiş olması doğru olmadığı gibi davalılar tarafından 10 yıllık süre içinde orman kadastrosuna itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılarak, açılmış ise, dava dosyası aslı getirtilip derdest ise, bu dosya ile birleştirilmek suretiyle birlikte görülmesi gerektiği hususunun da düşünülmemiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince, davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.