19. Ceza Dairesi 2016/10659 E. , 2018/4035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
İcra emrinin 21/04/2014 tarihinde borçlu sanık ..."ın vekiline tebliğ edildiği anlaşılmakla, ilamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazan borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline yapılan icra emri tebligatının, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre;
1-Sanıkların üzerine atılı bulunan İİK"nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
“1-)Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak,
2-)Telef ederek
3-)Kıymetten düşürerek,
4-)Hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
5-) Asıl olmayan borçlar ikrar ederek;
Mevcudunu suni surette eksiltirse” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olması, somut olayımızda; şikayete konu olan taşınmaz üzerinde diğer alacaklılar tarafından yapılan icra takipleri nedeniyle birden fazla haciz kaydının bulunduğu ve devrin bu şekilde gerçekleştiği, tasarrufun iptali davası ile suça konu taşınmaz satışının iptal edildiği hususları nazara alındığında, taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri ile hacizli dosya alacakları belirlenerek, taşınmazın değerinin hacizli dosya alacaklarını karşılamasından sonra bu dosya alacağı yönünden alacaklıya yeterli miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı hususunda araştırma yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdiri yerine eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
2-02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 331/1. maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanıklar hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
3-5237 sayılı TCK"nın 52/4 maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
4-Suç tarihinin 02/04/2014 olmasına rağmen, karar başlığında 08/04/2014-13/03/2014 şeklinde gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar müdafiileri ile şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.