1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/2387 Karar No: 2009/3664
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2387 Esas 2009/3664 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2009/2387 E. , 2009/3664 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2008 NUMARASI : 2007/223-2008/544
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu 4785 ada 9 sayılı parselde önceden beri süregelen fiili bir paylaşım bulunduğunu, kendisine isabet eden bölüme davalıların sebze- meyve ekmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece,davalılardan Fatma ve Remzi"nin taşınmazda paydaş olmaları nedeniyle haklarındaki davanın reddine, 3. kişi konumundaki davalılar M.A.B.ve R. E. hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ile davalılardan F. C.ve M. A.B.’in dava dışı kişilerle birlikte paydaş oldukları çekişme konusu 9 sayılı parselde davalılardan R. E.’nin de dava açıldıktan sonra pay satın aldığı, herhangi bir payı bulunmayan davalı Recep’in ise kiracı sıfatı taşıdığının savunulduğu; taşınmazda önceden beri süregeldiği bildirilen ve krokisi ibraz edilen harici taksim durumunun paydaşlarca da benimsendiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, Tapu K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ancak, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, “ahde vefa” kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Ne var ki, somut olayda harici taksim krokisinin hükme yeterli biçimde taşınmaza uygulandığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, dosyaya ibraz edilen harici taksim krokisinin keşfen uygulanması suretiyle tarafların kullanımlarının denetlenmesi, paydaşların kendilerine ayrılan bölüm dışına taşıp taşmadıklarının ve üçüncü kişi konumundaki davalı R..’in kullanımının geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığının değerlendirilmesi, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,25.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.