Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 201 sayılı parselin, hazine tarafından açılan 2002/ 84 esas sayılı davada kıyı- kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle tapusunun iptal edildiğini, oysa taşınmazın tapu kaydının Hazinenin davalı sıfatıyla yer aldığı Sulh Hukuk Mahkemesinin 1964/ 45 esas sayılı dava sonucunda oluştuğunu, Tapu Sicil Müdürlüğünün 2002/ 84 esas sayılı davaya tüm kayıtları göndermemesi nedeniyle bu hususun anılan davada dikkate alınmadığını ileri sürerek yargılamasının yenilenmesini ve davanın reddedilmesini istemiştir. Davalı Hazine, HUMK’nun 445. maddesinde sayılan koşulların bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,HUMK’nun 445/10. maddesindeki iade-i muhakeme koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2002/ 84 esas ve 2004/ 34 karar sayılı ilamın iptaline karar verilmiştir. Karar, taraflarca tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, HUMK.’nun 445/10. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, yargılamanın yenilenmesi hakkındaki davanın, HUMK.’nun 445. ve sonraki maddelerinde açıklandığı üzere bağımsız bir dava niteliği taşıdığı, bu yolla iptali istenen ilamın taşınmazın aynına yönelik bulunduğu ve konusunu oluşturan hakkın değerinin belirlenebilir olduğu açıktır. Bu ilke karşısında davanın nispi harca tabi olacağı tartışmasızdır. Bilindiği üzere, 492 Sayılı Harçlar Yasası harcın alınmasını veya tamamlattırılmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini hükme bağlamış ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörülmüştür. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki değerinin saptanması ve Hazine harçtan muaf olduğundan harcın tamamlattırılmasına gerek görülmeden saptanan değer üzerinden davacı yararına nispi vekalet ücreti tayini, istek halinde de davacı tarafça yatırılan harcın iadesine karar verilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.