Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2092 Esas 2009/3624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/2092
Karar No: 2009/3624
Karar Tarihi: 25.3.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2092 Esas 2009/3624 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/2092 E.  ,  2009/3624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EDREMİT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 18/12/2008
    NUMARASI : 2007/678-2008/523

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, ıslah ettiği dava dilekçesinde; davalıya ait 2490 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, ayrıca beton iskele yapmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürüp, bu kısmın tapusunun iptali ile elatmanın önlenmesi ve iskelenin yıkımına karar  verilmesini istemiştir.
    Davalı, öncelikle davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, 2490 nolu parselin özel mülke tabi olup kıyı kenar çizgisi dışında kaldığını, beton iskelenin taşınmazı satın aldığı tarihde mevcut olduğunu, bugüne kadar iskele ile ilgili ecrimisil bedellerini ödediklerini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının keşfen saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davacı ve davalı  vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                         -KARAR-
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisi  içerisinde kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin  kütükten  terkini  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme  konusu taşınmazın  kadastro  tespitinin 8.11.1984 tarihinde yapıldığı, 28.1.1986"da  kesinleştiği ve davanın 13.12.2007  tarihinde açıldığı  anlaşılmaktadır.
    Her nekadar;  nizalı  taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde  kalan bölümü devletin hüküm ve  tasarrufu  altında ve kamu malı niteliğinde  özel  mülkiyete  konu olamayacak  (Anayasanın 43, 3402 Sayılı  Kadastro Yasasının 16/C  maddesi gereğince  )  yerlerden  olduğu  keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009  tarihinde  kabul edilip 14.3.2009  tarihinde yürürlüğe giren  5841 Sayılı Yasanın 2.  maddesi ile  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinin 3. Fıkrasına  eklenen  " bu hüküm iddia ve taşınmazın  niteliğine  yahut  Devlet ve  diğer kamu tüzel kişileri  dahil  tarafların sıfatına  bakılmaksızın  uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin  " bu kanunun 12.  maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve  tasarrufu altında  olduğu iddası  ile yürürlük  tarihinden önce  açılmış ve  henüz kesin   hükme  bağlanmamış olan davalarda  dahi  uygulanır"  şeklindeki  hükmü  gözetildiğinde  kadastro  tespitinin  kesinleştiği tarih olan 28.1.1986 ile davanın açıldığı tarih  arasında  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinde  sözü edilen  10 yıllık  hak düşürücü sürenin  geçmiş  olduğu sabittir.
    Bilindiği üzere, hak düşürücü süre  olumsuz dava şartlarından olup kamu düzeni ile ilgilidir.Mahkemece davanın her aşamasında res"en gözetilmesi gerekli bir kuraldır.
    O halde, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında davanın  hak düşürücü süreden  dolayı  reddine karar verilmesi bakımından karar bozulmalıdır.
    Öyleyse davacının tüm temyiz  itirazlarının reddine.Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile  hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.  maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.3.2009 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.