17. Hukuk Dairesi 2016/18970 E. , 2017/10852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma talebi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, tek taraflı trafik kazasında korkuluklara zarar verildiğini belirterek, 484,11 TL korkuluk hasarının davalı araç malik, sürücü ve ..."den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 484,11 TL korkuluk hasarının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verilmiş; davalı... A.Ş. vekilinin kanun yararına bozma istemli dilekçesi üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı ile hükmün, HUMK.’nun 427/6. maddesi uyarınca “kanun yararına bozulması” için temyiz talebinde bulunulmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle korkuluk hasarının tahsili talebine ilişkindir.
Davalı ... A.Ş. vekilince aracı başka bir şirkete kiraladıkları iddiasının incelenmediği gerekçesiyle kanun yararına bozma istemli dilekçe sunulmuştur.
2918 sayılı ... hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse ..."ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı ... A.Ş. vekili, müvekkilinin uzun süreli araç kiralama işi yaptığını, hukuken işleten olmadığını ve husumet yöneltilemeyeceğini, aracın 23.06.2011 başlangıç tarihli 36 aylık kira sözleşmesi ile kiralandığını, kaza tarihi olan 28.03.2012 tarihinde... A.Ş. tarafından işletilmekte olduğunu, kira sözleşmesi ile kaza tarihini de kapsayan kira bedellerine karşılık kesilen faturaları dosyaya sunduğu anlaşılmakla, mahkeme tarafından bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir.
2-Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün ... tarihli ve ... sayılı yazısında her ne kadar mahkemece verilen hükümde davalı ...Ş. için de faizin kaza tarihinden itibaren işletilmesinin hatalı olduğu ve temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiş, kanun yararına bozulması istenmiştir.
K.T.K 99.maddesi ve genel şartlar hükümlerine göre ..."nın temerrüdü zarar görenin gerekli belgelerle sigortaya başvurması ve başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olarak gerçekleşir. Başvuru yoksa ... açılan dava ile temerrüde düşer. Yerel mahkemece ..."nın temerrüdünün başlangıcının bu düzenlemelere aykırı olarak "kaza tarihi" olarak kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, ... Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK.’nun 427/6. maddesine (6100 sayılı HMK"nun 363. maddesi) dayalı kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için kararın bir örneği ile dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine 22/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.