Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5629
Karar No: 2013/8155
Karar Tarihi: 18.12.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/5629 Esas 2013/8155 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/5629 E.  ,  2013/8155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, müvekkiline 3. kat 5 numaralı dubleks dairenin verileceği kararlaştırıldığı halde, tapu dairesinde kat irtifakı tesisi sırasında, davalının müvekkilinin okuma yazma bilmemesinden faydalanarak müvekkilini hataya düşürüp 6 numaralı dubleks dairenin müvekkili adına tescilini sağladığını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 5 numaralı dairenin tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının tapuda kat irtifakı tesis edilirken, kendi rızası ile 6 numaralı dairenin adına tescilini istediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, 3 ve 5 no"lu dairelerin davacıya ait olması gerektiği halde, tapuda davacının yanıltılarak binanın arka cephesinde bulunan 6 no"lu dairenin davacı adına tapuya tescilinin yapıldığı, sözleşmenin aksine 6 no"lu dairenin davacıya ait olacağına ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığı, tapuda işlem yapılırken taraflar arasındaki sözleşmenin tapuya ibraz edilmediği, davacının tapuda yanıltılarak sözleşmenin aksine işlem yapmasına neden olunduğu, dairelerin konumuna göre aralarında değer farkı da bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 5 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacı adına kayıtlı 6 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davalı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, hile nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kuşkusuz bir kimsenin gerçek anlamda kendisine ait olmayan bir şeyi kendisine aitmiş gibi işlem yapması, trampaya kalkışması ve şeklen bu işlemleri gerçekleştirmesi BK"nın 28. maddesinde ifadesini bulan hileyi oluşturur. Anılan hükümde düzenlenen hile, bir kimsenin gerçek durumunu bilmesi halinde kabul etmiyecek olduğu bir şeyi kabul etmesine diğer bir kimse tarafından sebebiyet verilmesidir.
    Taraflar arasında 12.07.2007 tarihinde noter huzurunda düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, davacının okur yazar olduğu yönünde beyanda bulunarak sözleşmeyi imzaladığı, sözleşmeden sonra tapu dairesinde gerçekleştirilen 30.09.2010 tarihinde taşınmazın 19/30 hissesinin davacı tarafından davalı yükleniciye devrine ilişkin resmi senet ile yine her iki tarafça taşınmaz üzerinde kat irtifakı tesisine ilişkin olarak yapılan istem sonucu düzenlenen resmi senette, davacının kendisi tarafından yazıldığını kabul ettiği "okudum" şerhini imzaladığı anlaşılmıştır.
    Taraflarca düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, 5 numaralı dubleks dairenin davacıya ait olduğu kararlaştırılmış ise de, Tapu Müdürlüğü"nde kat irtifakı tesisi edilirken tarafların istemi doğrultusunda düzenlenen resmi senette sözleşmenin aksine 6 numaralı dubleks dairenin davacıya ait olduğu kararlaştırılmış olduğundan, düzenlenen bu resmi belge karşısında mahkemenin sözleşmenin aksine yazılı belge sunulmadığı gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 28. maddesinde "diğer tarafın hilesiyle akit icrasına mecbur olan tarafın hatası esaslı olmasa bile, o akit ile ilzam olunamaz" hükmüne yer verilmiş ve 31. maddesinde hilenin anlaşıldığı tarihten itibaren bir senenin geçmesiyle akde icazet verildiği kabul edilmiştir. Öncelikle hile nedenine dayalı bir davanın dinlenebilmesi için ileri sürülen vakıaların hile olarak kabul edilmesi ve akdin diğer tarafının hile yaptığının ispatlanması gereklidir. YHGK"nın 15.12.2004 tarih ve 14-558 E, 4-722 K; 09.02.2005 tarih ve 1-7 E, 47 K sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede yanıltma sözkonusudur. Hile koşullarının varlığı halinde aldatılan taraf, hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Bunun yanı sıra, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması da hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def"i yahut dava yoluyla bu hak kullanılabilir. Somut olayda, davacı vekili tapudaki işlem sırasında müvekkilinin okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak hatalı irade beyanına yöneltildiğini, 5 no"lu daire yerine 6 no"lu dairenin adına tescilinin sağlandığını, yanıltılan iradesinin fesada uğratıldığı iddiasında bulunulduğuna göre, HMK 203/1-ç bendi (HMUK 293/5. maddesi) uyarınca tanık dinletebilir.
    Bu durumda mahkemece, davanın 818 sayılı BK"nın 31. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı da gözetilerek, davacının okuma yazma bilmediği ve dolayısıyla hileye maruz kaldığını kanıtlama yükümlülüğü altında olduğunun kabulü ile tüm delilleri değerlendirilmek ve yukarıdaki açıklamalar ve ilkeler gözetilmek suretiyle uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi