23. Hukuk Dairesi 2013/4633 E. , 2013/8151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmalarının başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında 28.09.1995 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkiline 1999 yılı sonunda teslimi gereken 6 dairenin eksiklikleri belirlenerek ihtirazi kayıtla teslim alındığını, sözleşme gereğince yapı kullanım izin belgesinin alınarak dairelenin usulüne uygun teslim edilmediğini, sözleşmede belirlenen aylık 200 Mark maktu kiranın rayiç kira değerinin altında kaldığını, önceki yıllara ait kira alacaklarının açılan davalarda hüküm altına alındığını ileri sürerek, 07.11.2007 – 07.0.2010 arası 34 aylık kira bedeli olan 39.000.TL" nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslahla alacağını 66.719.00 TL"sına yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu edilen 6 dairenin davacıya 07.06.2007 tarihinde teslim edildiğini, yapı ruhsatı ile yapı kullanma izin belgesini alma yükümlülüğünün arsa malikine ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı yüklenicinin sözleşme uyarınca davacıya teslim etmesi gereken 6 daireyi sözleşme şartlarına uygun olarak teslim ettiğini kanıtlayamadığı, 07.06.2007 tarihli tutanakta dairelerin eksiklikleri ile birlikte ihtirazi kayıtla davacı tarafından teslim alındığı, dairelere ilişkin yapı ruhsatının 5 yıl geçmesi nedeniyle hükümsüz hale geldiği, yüklenicinin kendine isabet eden bağımsız bölümlerin yapı kullanım izin belgesini almasına rağmen arsa malikine ait dairelerin yapı kullanma izin belgesini almadığı, yapı ve kullanma ruhsatının alınmamasında davacının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle ıslah edilen davanın kısmen kabulü ile 40263,25 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Taraflar arasındaki 28.09.21995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırı olarak yüklenicinin sözleşmede öngörülen sürede edimini yerine getirmediği ve teslimde temerrüde düştüğü dosya kapsamıyla sabittir. Mevcut davada, daha önceki dönemler için teslim edilmeyen dava konusu 6 adet bağımsız bölüm için gecikme tazminatına hükmedildiği, ve bundan önceki dönem için açılan davanın derdest olduğu belirtilerek 01.11.2007 ila 07.09.2010 arasındaki dönemler için gecikme tazminatına hükmedilmesi istenmiştir. Dava konusu 6 adet bağımsız bölümün 06.07.2007 tarihinde yapı kullanım izin belgesi alınmadan arsa sahibine ihtirazi kayıtla teslim edildiği de çekişmesizdir.
Yanlar arasındaki sözleşmede yapı ruhsatı alma yükümlülüğünün hangi tarafa ait olduğu gösterilmediğinden İmar Kanunu uyarınca yapı ruhsatı alma görevi arsa sahibine aittir. Nitekim taraflar arasında daha önce görülen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin bozma sonrası verilen 2005/865 Esas ve 2007/309 Karar sayılı kararında da yapı ruhsatı alma yükümlülüğünün arsa sahibine ait olduğu belirlenmiştir. Esasen, sözleşmeye konu birden çok parsel bulunduğu, yüklenicinin kendisine isabet eden parsellere ilişkin yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesini aldığı gibi, arsa sahibinin de kendisine ait olan ve üzerinde 15 daire bulunan daha önce gecikme tazminatına konu olan 20741 ada 1 parsel için yapı ruhsatı ile yapı kullanım izin belgesini aldığı anlaşılmaktadır.
Davacı arsa sahibi, dava konusu 6 bağımsız bölümün üzerinde bulunduğu 20742 ada 2 parselin ilk yapı ruhsatını 29.12.1995 tarihinde, yenileme yapı ruhsatını ise 18.11.2001 tarihinde almıştır. Alınan ruhsatın yasal geçerlilik süresinin dolduğu ve davacı arsa sahibince yenilenmediği için yükleniciden inşaata devam ederek yapı kullanım izin belgesi alması beklenemeyeceğinden, anılan konunun ilgili belediyesinden sorularak gecikme tazminatı istenen 6 daireye ilişkin yapı ruhsatı arsa sahibince yenilenmemiş ise, geçerlilik süresinin gecikme tazminatı istenen dönemden önce dolduğu için gecikme tazminatı isteminin reddi gerekeceği, aksi takdirde talep konusu dönem için Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamaları gereği (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 15.04.2008 tarih ve 2008/774 - 2436 E-K. sayılı ve 06.12.2011 tarih 2011/515 - 7200 E-K. sayılı kararları) sözleşmede kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının arsa sahibinin zararını karşılamaktan uzak kalmış ise buna uygun inceleme yapılarak bilirkişiden alınacak ek rapora göre bir karar verilmesi, aksi kanaate varılması yani maktu gecikme tazminatının uygulanması gerektiği halde ise yüklenici yanın ileri sürdüğü temyiz nedenine bağlı kalınması zorunlu olacağından şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açılanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyizinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir olunan 990,00"ar TL duruşma vekalet ücretinin birbirinden alınarak yekdiğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.