11. Hukuk Dairesi 2012/9034 E. , 2014/955 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.01.2012 tarih ve 2010/310-2012/41 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.01.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili..."nun sermayesinin tamamının devlete ait iktisadi teşebbüs olduğunu, 1993 yılından beri Umumi Mağazacılık Kanunu kapsamında umumi mağazacılık faaliyeti yaptığını, bu kapsamda müvekkilinin ürün sahibi.... ile çeltikte kira ve bakım sözleşmeleri ile makbuz senedi karşılığı kredi kullanım şartlarını düzenleyen sözleşmeler imzalayarak 400 ton çeltiğin yerinde emanet alımının yapıldığını, söz konusu ürünlerin sigortasının davalı ... şirketine yaptırıldığını, emanet edilen çeltiğin karşılığında kurumca makbuz senetleri düzenlendiğini, bu senetlerin...."a verildiğini..."ın da senetleri kredi çekmek için bankaya ciro ve teslim ettiğini, emanet alınan ürünün yerinde periyodik kontrollerinin yapıldığını, bu çerçevede kurum personellerince 06/03/2009 ve 26/03/2009 tarihinde yapılan tespitte depolardan 379 ton çeltiğin taşınmış olduğunun tespit edildiğini, sözleşmelerin fesh edildiğini, emanetçi hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi"ne ceza davasının açıldığını, emanetçi tarafından depolanan çeltiğin davalı ... şirketi tarafından sigortalandığını, depolardan çekilen ürün bedelinin tazmini için davalı ... şirketine başvurulduğu fakat başvurularının reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 7.500 TL"nin deponun boşaltıldığı 06/03/2009 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 08/02/2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile emanet alım sisteminde çeltiğin mülkiyeti bankalara ait olduğundan, kiralayanın mülkiyet üzerinde tasarruf yetkisi olmadığını, depolardan boşaltılan çeltiklerin sigorta poliçesi tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte bankaya geçtiğinden ...’nun banka tarafından kendisine iade edilen makbuz senedi bedelini bankaya ödemesi nedeniyle bu poliçeden doğan tazminat alacağının da poliçe lehtarı olan ve zarar gören müvekkiline ödenmesi gerekeceği,..."nun sözleşmeler gereği makbuz senedi kendisine iade edildiğinde aynı nitelikteki malı iade etmek
zorunda olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile dava konusu miktarın ıslah edilerek 243.980,41 TL"nin deponun boşaltıldığı 06/03/2009 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, emanete bırakılan emtia"nın krediyi kullanan sözleşmeye taraf olan ve malın asıl sahibi konumunda olan... olduğunu, depo işletmelerinin muhafazası görevinin davacı kuruma ait olup, müvekkil şirketin taraf olmadığı sözleşme hükümlerinin müvekkil şirket aleyhine sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, davacı kurumun muhafaza görevini yerine getirmeyerek dava konusu olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, bu nedenle sigorta poliçeleri ile teminat altına alınan risk gerçekleşmediğinden dava konusu olayın sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığını, ortadan kaybolduğu iddia edilen 379 ton ürünün aniden yer değiştirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/268 Esas 2010/141 sayılı dosyasında davacı .... tarafından ...aleyhine açılan davanın redle sonuçlandığı, sigorta poliçelerinde sigortalının davacı kurum, sigorta ettirenin ise dava dışı... olduğu, makbuz senetlerinin emanetçi ...tarafından önce kredi çektiği bankaya, daha sonra banka tarafından davacı kuruma cirolandığı, makbuz senedinde yer alan toplam 400 ton çeltiğin mülkiyetinin bankaya ait olduğu, emanetçinin bu miktar çeltiği kendi mülkiyetinde olmaksızın haksız bir şekilde depodan boşalttığı, dosyada mevcut poliçeye ekli hırsızlık klozunda "sigortalı yerde ekli hırsızlık sigortası genel şartları hükümlerinde tanımlanmış şekilde icra olunmuş hırsızlıklar ve hırsızlar tarafından verilecek tahribatlar teminata dahildir" denildiği, dosya kapsamında cereyan eden hırsızlığın ise sigorta sözleşmesine göre teminat kapsamında kalmadığı, dava dışı..."ın güveni kötüye kullanmaktan yargılandığı, bu kişininde ... çalışanı olmaması nedeniyle emniyeti suistimal kapsamından değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, davacı kurumun basiretli bir tacir gibi inceleyip sigortanın hangi hususları kapsayıp kapsamadığının ve hangi hallerde poliçenin teminat kapsamı dışında kalacağı hususunu araştırmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekilinin dava dilekçesinde olay anlatılarak ayırım yapmaksızın rizikonun teminat kapsamına girdiği iddia edildiğine ve dosyaya emniyeti suiistimal sigorta poliçelerinin de sunulmuş olması karşısında mahkemenin, “davacı kurumun meydana gelen olayın emniyeti suistimal klozuna girdiği yönünde bir iddia ve talebinin olmadığı ve davasını sadece hırsızlık sigortası genel şartlarına dayandırdığı” şekildeki gerekçesi yerinde değil ise de söz konusu emniyeti suistimal sigorta poliçeleri özel şartlarında öngörüldüğü şekilde “emniyeti suistimalin poliçenin süresi içinde ve fiili işleyen kimsenin işyerinde aralıksız çalıştığı dönemde yapılmış olması ile sigortalının emrinde veya hizmetinde çalıştırdığı bordroya kayıtlı kişilerin yapacağı emniyeti suistimal hallerinin” teminat altına alınmış bulunmasına ve dava dışı...’nın da bu sayılan kişilerden olmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazının incelenmesine gelince, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 7.500 TL’nin tahsili talep edilmiş ise de 08.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile harcı da yatırılmak suretiyle toplam 243.980,41 TL"nin tahsili istenmiş bulunduğundan bu meblağ üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmek gerekirken, ıslah talebi nazara alınmadan dava dilekçesindeki miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 4. bendindeki “1.200,00 TL vekalet ücretinin” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "AAÜT uyarınca hesaplanan 19.148 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.