Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19625
Karar No: 2018/3730
Karar Tarihi: 02.07.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19625 Esas 2018/3730 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/19625 E.  ,  2018/3730 K.

    "İçtihat Metni"

    ......
    Taraflar arasındaki menfi tespit-takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalının çeke dayalı takip yaptığını, takip dayanağı çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak yıl hanesinin değiştirildiğini, değişiklikteki paraf imzasının davacı şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının kalmadığını, davalıya ödemezlik defi ileri sürüldüğünü ileri sürerek, çek nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespitini, takibin iptalini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili, yargılama sırasında davayı ıslah ederek talebin borçlu olunmadığının tespiti olarak değil kambiyo senedine dayanarak yapılan takibin iptali olarak değiştirildiğini , sadece icra takibinin iptalinin talep edildiğini beyan etmiştir.
    Davalı vekili, çekin mevcut hali ile ibraz edildiğini, davalı bankanın çek üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığını, paraf imzasının yetkiliye ait olup olmadığını denetleme imkanı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacı vekilinin yargılama sırasında dava konusunun çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiği iddiasına dayalı takibin iptali istemine ilişkin olarak ıslah ettiği, menfi tespit davasının, bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için açılan dava olduğu, menfi tespit talebi içermeyen çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiği iddiasına dayalı takibin iptali isteminin, İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde icra hukukunda öngörülen usûl gereğince yerine getirilebileceği, bu nedenle davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığı ve hukuki yarara ilişkin dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.









    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava İİK’nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olarak açılmış iken davacı vekilinin 02.02.2016 tarihindeki celsedeki beyanı ve 08.02.2016 tarihli dilekçesi ile davadaki hukuki sebebi değiştirerek İİK’nın 33/a maddesine dayalı talepte bulunmuş olup bu talebin icra hukuk mahkemesince incelenecek olması karşısında mahkemece verilen davanın usul yönünden reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/07/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    ......

    KARŞI OY YAZISI

    Davacı-borçlu, davalı-alacaklıya karşı açtığı menfi tespit davasında, aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip dayanağı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemişken; 02.02.2016 tarihinde davasını ıslah ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebini takip dayanağı çekin keşide tarihi tahrif edilerek ibraz süresi geçtikten sonra muhatap bankaya ibraz edilmesi nedeniyle kambiyo senedi vasfı olmayan belgeye dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibin iptalini istemiştir.
    Mahkemece, davacı-borçlunun ıslah edilmiş talebinin İcra Hukuk Mahkemesi"nde kambiyo şikayeti yoluyla ileri sürülebileceği gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir.
    Davacı-borçlu ıslahla ileri sürdüğü talebinde yine menfi tespit istemektedir. Bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de; eskiden İcra Tetkik Mercii mahkeme olmadığından davanın görevsizlik kararıyla mercie gönderilmesi mümkün değil ise de şimdi İcra Hukuk Mahkemesi bir mahkeme olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gereken hallerde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Açıkladığım nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun onama kararına muhalifim. 02.07.2018

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi