11. Hukuk Dairesi 2013/10904 E. , 2014/946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/04/2013 tarih ve 2012/90-2013/49 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 60 yıllık geçmişi olan ... tebalı bir şirket olduğunu, tüm Dünya’da ve bu arada Türkiye’de "...", "...", "..." markalı malların üreticisi ve satıcısı olduğunu, davalının ise haksız ve izinsiz olarak bu üç markayı 2011/07300, 07293, 07296 nolu olarak adına kaydettirdiğini, davalının müvekkilinin eski distribütörü olduğunu 20/11/2006 tarihli sözleşme ile tek satıcı olarak yetki verildiğini, ancak davalının bu markaları adına tescillemesi için izin verilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 2011 yılı Eylül ayından itibaren siparişlerin davalı tarafından durdurulması nedeniyle bittiğini, fiilen sona erdiğini, ancak bu sözleşmenin dava konusu ile ilgili olmadığını, markaların haksız ve izinsiz olarak kötüniyetle tescillendiğini ileri sürerek, dava konusu markaların KHK’nın 17. maddesi uyarınca müvekkiline devrine veya 42. madde uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin markaları kötüniyetli tescillemediğini, markaların müvekkili tarafından distribütörlük sözleşmesi uyarınca 2006’dan beri satışı, dağıtımı yapılan ürünlerin tanıtımda yoğun emek ve çaba harcayan müvekkilince tescillendiğini ve fuarlarda çeşitli etkinliklerle tanıtıldığını, tanıtım giderleri yapıldığını, müvekkilinin sözlü olarak sözleşmenin feshine onay vermediğini, fesih konusunda bir mütabakat olmadığını, yazılı şekil şartına bağlandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yanlar arasındaki sözleşmede, davalıya bu markaları kendi adına kaydettirilmesi için yetki yada izin bulunmadığı, davalı tarafından yapılan tescillere zamanında itiraz edilmese bile onay verilmediği, marka başvurularının geri çekilmesi ile ilgili yazışmalar yaptıkları, tek satıcılık yetkisi alan tarafın salt asıl marka sahibinin çıkarı için tanıtım, reklam harcamaları yapmasının, fuarlara katılmasının söz konusu olmadığı, davalının kendi ticari faaliyeti için bu eylemlere katılmasının doğal olduğu, MarkKHK’nın 8/2 fıkrası uyarınca marka sahibi, ticari vekil veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için izin almadan ve geçerli gerekçe göstermeden yaptığı başvuruya itiraz hakkına sahip olduğu, davalının bu markaları aynen tescillemiş olduğu, tescil için makul bir gerekçeye dayanmadığı, söz konusu tanıtım eylemleri veya giderlerinin, markaların davalı tarafından sahiplenilmesi gerektirecek nitelikte olmadığı, markanın sicile işlenmesinin, idari işlemler süreci sonunda gerçekleşmesi nedeniyle devre karar verilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 2011/07300 sayılı “.. + ...”, 2011/07293 sayılı “...” ve 2011/07296 sayılı “...” ibareli markaların tescil edildikleri tüm emtialar bakımından hükümsüzlüklerine, sicilden terkin edilmelerine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.