MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı bankanın araç kredisinden doğan alacağını tahsil için dava dışı borçlu şirket aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiğini ayrıca aynı tarihte kredi kefilleri olan müvekkilleri aleyhine mükerrer nitelikte ilamsız icra takibi başlattığını, rehinli aracın icra marifetiyle satıldığını, daha sonra icra öncesi ve icra takibi sırasında muhatap bankaya yapılan ödemelerin icra dairesine bildirildiğini, yapılan ödemeler sonucu rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra dosyasındaki bakiye alacağın 09.12.2011 tarihinde icra masrafları dahil 6.766 TL olarak hesaplandığını, bu tarihten sonra davalı bankanın, davalılar hakkında, daha önce yapılan tahsilatları beyan etmeksizin ilamsız takibe devam edip, mükerrer dosyada görünen borcun tamamı olan 28.360,21 TL üzerinden davacı ..."ın maaşına haciz koydurduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu iddia ederek dava tarihi itibariyle davacıların icra dosyasında borçlu oldukları gerçek alacak tutarının tespiti ile fazla istenen alacak tutarınca borçlu olmadıklarının tespitine, bu tutar üzerinden davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkili tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müşterek borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, müvekkili tarafından ilamsız takip dosyasına rehinli takip dosyasından tahsilat yapıldığı ve tahsilat hacının ödendiği bildirildiği halde icra müdürü kabul etmediğinden icra işlemlerini toplam bakiye üzerinden devam edildiğini, davacının çalıştığı kuruma gönderilen maaş haczinin tahsil edilen bakiyenin düşülmeden gönderilmesinin icra müdürünün hatasından kaynaklandığını, bankanın bu hususta bir kötüniyeti bulunmadığını, müvekkili tarafından 18.235,80 TL"nin tahsil edildiğinin kabul edildiğini, bu hususun ilamsız takip dosyasındaki 02.02.2012 tarihli taleplerinden de anlaşıldığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın asıl borçlu dava dışı şirket aleyhine ödenmeyen taşıt kredisi nedeniyle menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliğinden sonra asıl borçlu şirket tarafından ödeme taahhüdünde bulunulduğu, yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye 6.766,44 TL borç kaldığı, davalı banka tarafından ayrıca aynı borç nedeniyle sözleşmenin kefilleri olan davacılar aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının asıl borçlu hakkında yaptığı takip sonucu 20.438 TL"lik kısım tahsil edilip, bakiye alacak miktarı borç ve masraflar toplamının 6.766,44 TL olduğu, davacıların da bu miktar kadar sorumlu olduğu, davacılar için yapılan takip tutarı 18.536,17 TL olmakla takip nedeniyle davacıların 11.769,73 TL borçlu olmadıkları davacıların ve davalının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.