19. Hukuk Dairesi 2016/19253 E. , 2018/3729 K.
"İçtihat Metni"..........
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davalıya mal sattığını, teslim ettiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin 13.453,02 TL üzerinden devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, teslim edilen ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğunu, bunlarn değerinin 3.627,76 TL olduğunu, ayrıca davalıya 1.610 adet eksik ürün teslim edildiğini, eksik ürün bedeli de eklendiğinde toplam 13.208,39 TL tutarında alacak için davacıya fatura düzenlendiğini, buna göre davacının alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalıdan 13.453,02 TL alacaklı olduğu, ancak davalıya 1.610 adet eksik teslim edilen mal nedeniyle bu mal bedelinin mahsup edilmesi gerektiği, neticede davalının davacıya 4.162,61 TL borçlu olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 4.162,61 TL üzerinden iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı ile davalı davalı arasında satışı yapılan ve bedelinde uyuşmazlık bulunmayan 19.918,48 TL alacağa yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup itirazdan sonra ve davadan önce davalı tarafından davacıya yapılan 6.713,09 TL ödeme düşüldükten sonra davacı tarafından 13.453,02 TL üzerinden itirazın iptali davası açılmıştır. Bu durumda alacak tutarının varlığı uyuşmazlık konusu olmadığından davalı bu miktar borcu olmadığını, borcun ödeme, ayıplı mal veya eksik teslimat nedeniyle sonlandığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Eksik teslimat yönünden taraflar arasında ürün miktarı yönünden bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır ve 1.610 adet ürünün davacıya yanca teslim edilmesi gerektiğine yönelik de herhangi bir ihbar bulunmamaktadır. Bu durumda davalı 1.610 adet ürün yönünden herhangi bir talepte bulunamaz.
Ayrıca davalı tarafça ayıp ihbarı yine TTK hükümlerine göre davacıya yapılması gerekir. Somut olayda bu yönde yapılmış bir ayıp tespiti ve ihtarı da bulunmamaktadır.
Davalı tarafın davacıya gönderdiği 23.10.2012 tarihli ihtarname, davacının 21.09.2012 tarihli alacağını talep etmesi üzerine keşide edilmiş olup, bir ayıp ihbarı niteliğinde değildir. Hal böyle olunca, davadan sonra da herhangi bir ödeme bulunmadığının ve dava öncesi de yapılan ödeme de mahsup edilerek itirazın iptali davası açıldığı gözetilerek, davacının davasının kabulü gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 02/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.