Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3549
Karar No: 2017/10824
Karar Tarihi: 21.11.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3549 Esas 2017/10824 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/3549 E.  ,  2017/10824 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R -
    Davacılar vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve çocukları olup destekten yoksun kaldığını, murisin çiftçilik yaptığını, davalının 4.10.2010 tarihinde müvekkillerine 49.964,00 TL ödediğini ancak ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 100,00’er TL maddi tazminatın ihbar tarihini izleyen 8. işgününü müteakip belirlenecek tarihten işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı ... için 70.870,42 TL, davacı ... için 15.873,99 TL, davacı ... için 13.291,69 TL’ye yükselterek tüm alacak için yasal faiz talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacılara 04/10/2010 tarihinde 49.964,00 TL ödendiğini, müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru ile sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların davasının kabulüne, davacı ... için 70.870,42 TL, davacı ... için 15.873,99 TL, ve davacı ... için 13.291,69 TL olmak üzere toplam 100.036,10 TL ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi tarihi olan 21/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla) davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde (1086 sayılı HUMK 237. md) “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir..." hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı kanuna göre kesin hüküm itirazı dava şartlarından olup 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi gereği dava şartının her zaman ileri sürülmesi mümkündür.5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. fıkrasında ‘‘Tahkim sistemine üye olmak isteyenlerden katılma payı, uyuşmazlık çözümü için Komisyona başvuranlardan ise başvuru ücreti alınır. Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz talebinde bulunmak için bu madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. İtiraz talebi münhasıran bu talepleri incelemek üzere Komisyon tarafından teşkil edilen hakem heyetlerince incelenir. İtiraz talebi hakkında işin heyete intikalinden itibaren iki ay içinde karar verilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır.’’ düzenlemeleri yer almaktadır.
    Somut olayda, davalı taraf ilk kez temyiz dilekçesinde davacıların işbu davadan önce aynı nedenle sigorta tahkim komisyonuna başvurduğunu, 2.9.2010 tarihinde talebin kısmen kabul edildiğini, tahkim kararına istinaden hükmedilen 53.616,00-TL ana paradan müvekkili yararına hükmedilen 3.652,00-TL vekalet ücretinin mahsup edilerek
    müvekkili tarafından davacılara 4.10.2010 tarihinde 49.964,00 TL ödediğini, dolayısıyla kesin hüküm bulunduğunu savunmuştur. Dairemizin ilgili geri çevirme ilamıyla istenilen 02.09.2010 tarihli, 2010/382 karar sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı CD şeklinde gönderilmiş olup incelenmesinde; davacıların davalı ...Ş.’ye karşı 30.06.2010 tarihinde hakem heyetine başvurduğu, murisin ölümünden dolayı davalı ...Ş.’nin destekten yoksunluk zararı olarak 53.043,84-TL belirlemiş olduğunu, bu bedeli az bulduklarından kabul etmediklerini, zararın en az 85.000 TL olması gerektiğini belirterek 85.000,00 TL maddi tazminat talep ettikleri, Hakem Heyetince aldırılan hesap bilirkişi raporuna göre davacı eş ... için 38.012 TL, çocuk ... için 7.976,00 TL ve çocuk ... için 7.628,00 TL destek tazminatı olarak toplam 53.616,00 TL tazminat belirlendiği, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince 2.9.2010 tarihinde başvuru sahibi ...’nun 85.000,00 TL’den ibaret talebinin 53.616,00 TL’lik kısmının kabulüne, aşan 31.384 TL’lik talebin reddine, faiz talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, karara karşı Yargıtay yolunun açık olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Taraflarca karara karşı süresinde itiraz ya da temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. İşbu dava ise 19.7.2013 tarihinde aynı davacılar tarafından aynı davalıya karşı, davalının 4.10.2010 tarihinde davacılara ödediği 49.964,00 TL destek tazminatının yetersiz olduğu gerekçesiyle her bir davacı için 100,00’er TL destek tazminatı talepli açılmış, ıslah dilekçesiyle talepler davacı eş ... için 70.870,42 TL, davacı çocuk ... için 15.873,99 TL, davacı çocuk ... için 13.291,69 TL olarak toplam 100.036,10 TL’ye yükseltilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece 2.9.2010 tarihli ve 2010/382 karar sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı taraflarca süresinde itiraz ve temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda kesin hüküm bulunup bulunmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Kabule göre de; ıslah dilekçesinde tüm alacak için yasal faiz talep edildiği halde, mahkemece 6100 Sayılı HMK 26. maddesi (HUMK.nun 74. maddesi) gereği taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi