MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı .............. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı .............. vekili asliye hukuk mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesiyle davalı adına tapu sicilinde kayıtlı dava konusu ......... Köyü 107 ada 184 parsel sayılı 8582,42 m² yüzölçümündeki taşınmazın, orman niteliği ile .............. adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın değeri dikkate alınarak dava dilekçesinin görev yönünden reddine, sulh hukuk mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı .............. tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 04/10/210 tarih 2010/8511 - 11700 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiş, davacı ..............nin talebiyle yargılamaya sulh hukuk mahkemesinde davam edilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) ile gösterilen 1202 m² bölümünün tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile .............. adına tapuya tesciline, kalan bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı .............. vekili tarafından reddedilen bölüme yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanuna göre 1993 yılında aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmış, 27.12.1993, 25.01.1994 tarihleri arasında ilân edilmiş, ayrıca daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 24.01.2008 tarihinde ilânı yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 25/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.