12. Ceza Dairesi 2015/8924 E. , 2016/8673 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan TCK"nın 179/3-2, 62/1, 50/1a-3, 52/2 maddeleri gereğince mahkûmiyet,
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 25.02.2014 tarih, 2013/1493, 2014/248 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu hüküm, CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanmakla, hüküm incelendi;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
Olay tarihinde sanığın idaresindeki araçla seyri sırasında kavşakta geçiş önceliğine uymaksızın girdiği kavşakta ana yoldan gelen aracla çarpıştığı olay sonrasında sanığın 0,80 promil alkollü olduğu tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde tek başına sanığın alkollü olmasının neden olduğuna ve sanığın güvenli araç kullanamayacağına ilişkin her hangi bir tespit bulunmaması karşısında sadece alkol kullanılmış olmasının trafik güvenliğinin tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet için yeterli olmadığı gözetilmeyerek sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de ;
TCK"nın 52/4. maddesi gereğince, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde, geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ihtarından sonra, aynı madde gereğince “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği” ihtar edildiği halde, infaz aşamasında nazara alınması gereken 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince de ihtarına karar verilmesi
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.