4. Ceza Dairesi 2015/23821 E. , 2019/19830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ..."in aşamalarda tehdit iddiasını reddetmesi, olay yerinde orada olduğu belirtilen ve tanık olarak beyanı alınan polis memuru ..., sanık ..."in katılan ..."a hakaret sözü dışında tehdit sözü duymadığını, tanık ..."ın da sanığın tehdit içeren bir söz söylemediğini beyan etmelerine karşın; tanık ... ile birlikte olay yerinde bulunan, tutanakta imzası bulunan ve soruşturma beyanları okunduğunda bunu doğrulayan polis memurları ... ve ..."in birbiriyle çelişen beyanları giderilmeden, sanık savunmasına, tanık Ümmühan ve tanık Mert"in beyanlarına neden itibar edilmediği, katılan ... ile diğer polis memurlarının beyanlarına neden üstünlük tanındığı yeterince açıklanmadan tehdit suçundan yetersiz gerekçe ve eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanık ..."in hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda; sanık ..."in, katılan ..."e söylediği kabul edilen ""terbiyesizlik yapma"" şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle sanık ... hakkında hakaret suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Olay günü tanık eşi Ümmühan ile birlikte ilçe emniyet müdürlüğüne giden sanığın, burada muhattap oldukları polis memuru katılan ..."in, Ercan isimli polis memurunu arayarak "naber lan k.. ve Bolulu" şeklinde konuşması üzerine, katılana "siz bayanların yanında bu şekilde mi konuşuyorsunuz" dediği, bu nedenle aralarında tartışma çıktığının iddia ve kabul edilmesi karşısında; olayın başlangıcı ve gelişimi üzerinde durularak, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Kanuna aykırı, katılan sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.