2. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/21065 Karar No: 2014/4614
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/21065 Esas 2014/4614 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2013/21065 E. , 2014/4614 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kayseri 4. Aile Mahkemesi TARİHİ :21.05.2013 NUMARASI :Esas no:2012/584 Karar no:2013/517
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 04.03.2014 (Salı)
KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, aile konutu üzerinde hak sahibi eşin konutla ilgili tasarruflarının geçerliliğini diğer eşin açık rızasına bağlamış, rızaya ilişkin beyanın şeklini göstermemiştir. Rızanın mutlaka resmi şekilde (tapu memuru veya noterde) verilmesi gerektiğine ilişkin bir hüküm Yasa’da yoktur. Dosya kapsamına göre, davalı koca adına kayıtlı olan dava konusu taşınmaz üzerine 02/03/2011 tarihinde davalı banka lehine ipotek tesis edilmiş ve aynı tarihli muvafakatname de getirilip banka yetkilisine verilmiştir. Muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de, bu sahteliğin, davalı koca, kredi borçlusu veya banka yetkilisi tarafından ortaklaşa yapıldığına veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı bunun böyle olduğuna ilişkin bir delil getirmemiştir. Bu durumda banka iyi niyetlidir. Tapu kütüğünde konutun "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh de olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince bankanın kazanımı korunmalıdır. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü isabetsiz olup, bozulması gerektiği düşüncesiyle çocuğunluğun onama kararına katılmıyorum.