Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/12055
Karar No: 2016/2908
Karar Tarihi: 08.03.2016

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - özel belgede sahtecilik - resmi belgeyi bozmak - yok etmek veya gizlemek - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2015/12055 Esas 2016/2908 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2015/12055 E.  ,  2016/2908 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
    HÜKÜM : Hükümlülük


    Gereği görüşülüp düşünüldü:

    1- Resmi nitelikteki belgeyi yakıp yoketmek suçu yönünden mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

    Hükümden sonra, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek, 24.11.2015 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanıp yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

    Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, resmi nitelikte belgeyi yakıp yoketmek ve sahte üretilmiş kredi kartını kullanmak suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle, hükümlerden resmi nitelikteki belgeyi yakıp yoketmek suçu yönünden oyçokluğuyla diğer suç yönünden oybirliğiyle (ONANMASINA),

    2- Sanığın özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:

    Sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak:

    a) Aslı ele geçirilemeyen ancak fotokopisinin belgelere eklendiği kimlikle bankaya müracaat ederek gerçeğe aykırı olarak düzenlenmiş kredi kartı başvuru formunu ve sözleşmeyi imzalayıp kredi kartı düzenleten sanığın eyleminin kül halinde TCK.nun 245/2, 43. maddelerine uygun bulunduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

    b) Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı ilamı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek Resmi Gazetede 24.11.2015 tarihinde yayımlanıp yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinde yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    KARŞI OY DÜŞÜNCESİ

    Daire çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı; sanık hakkında, şikayetçi ..."a ait resmi belge olan nüfus cüzdanını “Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek” suçundan açılan davada verilen mahkumiyet hükmünün yerinde olup olmadığına ilişkindir.

    Resmi belgenin gerçekliğine ilişkin toplumda oluşan güvene “kamu güveni” denilir. Bu nedenle sahtecilik suçları ile korunan hukuksal yarar, kamu güvenidir. Belgenin gerçekliğine ilişkin toplumda oluşan güvene “kamu güveni” denilmektedir. Belgenin ceza hukuku koruması altına girmesinde kamu güveninin ve kanıt niteliğinin korunması ve hakların zarar görmesi tehlikesinin doğması gibi birden fazla nedeni bulunmakla birlikte, kamu güveninin korunmasına ilişkin yarar öncelik taşımaktadır. Dolayısıyla sahtecilik suçlarında korunmak istenen hukuksal yararın kamu güveni olduğu, öğretide baskın görüştür. Belgeler ispat vasıtası olduğundan, bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya gerçek bir belgenin değiştirilmesi ile elde edilmek istenen sonuç, gerçek bir resmi belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemekle de elde edilebilir. Gerek 765 sayılı TCK, gerekse 5237 sayılı TCK döneminde Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.

    "Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçu TCK’nun 205. maddede düzenlenmiştir. Buna göre “gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, … cezalandırılır.” Maddedeki suç, gerçek bir resmi belgeyi bozmak, gerçek bir resmi belgeyi yok etmek veya gerçek bir resmi belgeyi gizlemek seçimlik hareketlerinden birinin gerçekleştirilmesi ile oluşacaktır. Madde gerekçesinde belirtildiği gibi “suçun konusu, hukuken geçerli, yani gerçek bir resmi belgedir. Söz konusu suçu oluşturan seçimlik hareketler, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemektir. Gerçek bir resmi belge üzerindeki yazıları örneğin boyamak veya silmek suretiyle okunamaz hâle getirmek, belge üzerindeki resmi koparmak, belgeyi yırtmak, yakmak veya gizlemek fiilleri bu suçu oluşturur.”

    Suçun konusu, madde gerekçesinde de belirtildiği gibi, "hukuken geçerli bir resmi belge" olduğuna göre, "resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek”ten sözedebilmek için her şeyden önce ortada varlığı sabit ve hukuken geçerli bir resmi belge mevcut olmalıdır. Bozulduğu, yok edildiği veya gizlendiği iddia edilen resmi belgenin daha önceden varlığı veya belgeye hukuksal geçerlilik kazandıran unsurların varlığı sabit değil ise suç oluşmayacak, belgenin varlığı sabit olmasına rağmen belgeye “resmiyet” kazandıran unsurların varlığında tereddüt varsa, özel belge kabul edilecektir. Uygulama da bu yöndedir: “Resmi belgeyi bozmak suçunun oluşması için hukuki sonuç doğuran tamamlanmış bir belgenin varlığının gerektiği, sanık tarafından yırtılarak bozulan belgenin bu anlamda tamamen düzenlenip hukuksal olarak sonuç doğuran bir belge haline getirildikten sonra yırtılıp yırtılmadığı tespit edilip kararda tartışılmadan eksik inceleme sonucu karar verilmesi,” (Yargıtay 11. CD., 28.02.2013, 2011/4657 E., 2013/3408 K.) “belgeyi yok etmek, bozmak veya gizlemek suçunun konusunun resmi evrak olması halinde 205, özel evrak olması durumunda ise 208. maddesinin uygulanması gerekmesine nazaran, resmi belge ile özel belgenin, sahtecilik, bozmak, yok etmek veya gizlemek suçları açısından ayrı ayrı düzenlendiği, suça konu yırtıldığı iddia olunan bonoların ele geçirilememiş olması ve parçalarının bir araya getirtilip TTK"nun 688. maddesinde sayılan yasal unsurları taşıyıp taşımadığının saptanamaması karşısında; "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince suçun konusunu oluşturan bonoların özel belge niteliğinde sayılması gerektiği,” (Yargıtay 11. CD., 06.05.2013, 2012/789 esas, 2013/7269 karar)

    Somut olayda suçun konusu, müştekiye ait "nüfus cüzdanı"dır. Müşteki "Nüfus cüzdanımı 2008 yılında kaybetmiştim, kaybettiğim nüfus cüzdanıma ait bilgilerle kredi kartı başvurusunda bulunulduğunu ve kredi kartı borcum olduğunu bankanın beni araması neticesinde öğrendim..." şeklinde beyanda bulunmuş, sanık ise aşamalardaki savunmalarında, Ekmek Fabrikası (fırın) sahibi olduğunu, içinde bulunduğu maddi imkansızlık nedeni ile Kızıltepe ilçesinde yolda bulduğu nüfus cüzdanındaki müştekiye ait bilgileri kullanarak (telefon bankacılığı ile kredi kartı başvurusunda bulunarak), gelen kredi kartını kullandığını, müştekiye ait nüfus cüzdanını da o tarihte fırında yakarak yok ettiğini savunmuştur. Ancak sanığın şikayetçiye ait nüfus cüzdanını bütün unsurları itibariyle geçerli bir şekilde bulduktan sonra yok ettiğine, gizlediğine ilişkin soyut ikrarı dışında delil bulunmamaktadır.

    Sanığın bulup kullandıktan sonra yok ettiğini belirttiği nüfus cüzdanının (fotoğraf, mühür, yetkili makam tarafından düzenlenmiş olması gibi) bütün unsurlarıyla geçerli bir resmi belge olup olmadığı belirlenememiştir. Belgeye geçerlilik kazandıran unsurlardan birinin baştan beri noksan olması veya sonradan sanık veya ondan önce birileri tarafından üzerinde yapılmış olan değişiklik veya tahrifatın varlığı halinde, sanığa yüklenen resmi belgeyi yok etmek, bozmak veya gizlemek suçu oluşmayacaktır. Sanığın telefon bankacılığı yoluyla müştekiye ait kimlik bilgilerini kullanarak çıkarttığı kredi kartını yine müştekiye ait nüfus cüzdanını ibraz edip kullanarak teslim aldığı belirtilmiş ve dosyada çıkarılan kredi kartının sanığa teslimine ilişkin "kimlik tespit ve teyit formu mevcut ise de, uygulamadan bilindiği üzere bu formun hukuki sonuç doğurmayan fotokopi veya asıl belgenin ibraz edilmesiyle de düzenlenebilmesi mümkündür. Kaldı ki Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre maddi delillerle desteklenmeyen, soyut ikrar ile mahkumiyet kararı verilemez: "...ceza yargılamasında, somut olaya münhasır kanıtlardan birisi de "beyan" delilidir. Beyan; tanığa, sanığa veya sanığın dışındaki birisine ait olabilir. Sanığın isnat bakımından önemli görülen olayları beyanıyla kabul etmesi şeklinde tanımlanabilecek olan ikrar; eylem hakkında en çok bilgisi bulunanın beyanı olması, soruşturmayı esaslı surette kolaylaştırması, özgür iradeyle verilip gerçeğe de uygun olduğunun belirlenmesi halinde hakimin vicdani kanaatinin oluşumunda olumlu katkısının bulunması itibarıyla önemli bir sübut vasıtasıdır. Buna göre, vicdani delil sisteminin geçerli olduğu ceza muhakemesi hukukumuzda, özgür iradeye dayalı olan ikrarın da, dosyada varlığını koruyan diğer tüm deliller gibi hakim tarafından serbestçe takdir edilip değerlendirilmesi gerekmektedir. (CGK, 09.12.2014, 2013/10-466 E., 2014/542 K., aynı yönde, CGK, 11.06.2013, 2013/1-36 E., 2013/294 K., CGK, 25.03.2014, 2013/63 E., 2014/145 K.)

    Açıklanan gerekçelerle, sanığın "resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçunu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığını düşündüğümden, sayın çoğunluğun bu suçtan verilen mahkumiyet kararının onanmasına katılamıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi