23. Hukuk Dairesi 2013/5537 E. , 2013/8094 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 1985 yılından bu yana ambalaj sanayinde faaliyet gösteren davacı şirketin, dünyada ve ülkede yaşanan ekonomik krizin etkisiyle borçlarını ödeyemez duruma düştüğünü, iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasının bir yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım müdahiller vekilleri davanın reddini istemiş, bir kısım müdahiller vekilleri ise sadece müdahale talebinde bulunmuş, esas hakkında beyanda bulunmamışlardır.
Mahkemece, iflas erteleme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, iflasın 6 ay süreyle ertelenmesine ilişkin verilen kararın müdahil ...ease Finansal Kiralama A.Ş. vekilince temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 24.02.2010 tarih ve 2009/11296 E, 2010/1837 K sayılı ilamıyla, cari oranın bir ticari işletmenin dönen varlıklarının kısa vadeli borçları karşılama gücünü gösterdiği, 2 ve üzeri değerler tercih edildiği, 17.03.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda cari oranın 2’ye çıkabilmesi için acilen 3.280.525,84 TL ödeme yapılması gerektiği vurgulanmasının şirketin borç ödemek konusunda zor durumda bulunduğuna gösterge olup, mahkemece ne şekilde hesaplandığı anlaşılamayan bir miktarda (1.000.000,00 TL) sermaye arttırımı yapılmasına karar verildiği, ancak sermaye artışlarında artışın 1/4’lük kısmının üç ay, bakiyesinin ise üç yıl içinde ödeneceğine ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükmü karşısında bu sermaye artırımının cari oranın uygun seviyeye getirmesine katkıda bulunmayacağı, şirkete ayni sermaye olarak getirilecek taşınmazların değer tesbiti ve
takyidat durumları da, bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen dikkate alınmadığı ve şirketin varlıklarının tamamını borçla edindiği yönündeki bilirkişi saptaması da gözardı edilerek ortak alımı, tür değişimi ve sermaye arttırımı işlemlerinin erteleme süresince yapılması konusu somut verilere dayandırılmadığı, mahkemece bir temenni olarak gerekçeye geçirildiği, davacı şirketin iyileştirme projesinin somut bilgi ve verilere dayanmadığı, beklentiler üzerine kurulduğu, finansal değerleri karşılamadığı ve bu haliyle ciddi ve inandırıcı olmadığından iflas kararı verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ilk karar temyiz aşamasında iken davacı şirketçe iflas erteleme süresinin uzatılması talebiyle açılan ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/1087 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi ve kayyım raporlarına göre, davacı şirketin ekonomik durumunda iyileşme olduğunun bildirildiği, bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda ise ekonomik iyileşmenin ve borç ödemenin davacı şirketin küçülmesi neticesinde oluştuğu, sermayenin 4.000,00 TL"ye yükseltildiği ve artış miktarının büyük kısmının ödendiği, müdahil vekillerinin bir kısmının erteleme hususunda takdiri mahkemeye bıraktıkları, borçların büyük bir kısmının yeniden yapılandırıldığı, borca batıklığın azaldığı ve iflas erteleme kararının hem davacı hem alacaklılar lehine olacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacı şirketin iflasının 9 ay süre ile ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahil Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir. Dosyanın mahkemenin eylemli olarak direnme kararı verdiği belirtilerek gönderildiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nca "" Yerel mahkemece, bozma kararından sonra yapılan yargılamada, bozma ilamına uyulmakla birlikte, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ve yine bozma öncesi gibi iflasın ertelenmesine ilişkin kararda bu bilirkişi raporu değerlendirilerek, gerekçe yapılmıştır.
Mahkemenin bozmaya uymakla birlikte yeni bir bilirkişi raporu doğrultusunda ilk kararındaki gibi iflasın ertelenmesine ilişkin bu karar gerçekte direnme olmayıp, bozma sonrası toplanmış yeni delile dayalı, yeni hüküm niteliğindedir."" gerekçesiyle dosyanın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava, iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/21-445 E. ve 2011/532 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere ;
Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Nitekim, 04.02.1959 gün ve 1957/13-E, 1959/5 K, sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da (R.G. 28.04.1959 gün sayı:10193) usuli kazanılmış hakkın hukukumuzdaki yeri; “Temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usuli hükümdür. Bir cihetin bozma kararının şümulü dışında kalması da iki şekilde olabilir. Ya o cihet, açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş fakat dairece itiraz reddedilmiştir; yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen dosyanın Temyiz .../...
Dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde o cihet dairece bozma sebebi sayılmamıştır. Her iki halde de o konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olması, taraflardan birisi lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de Temyiz Mahkemesi halele uğratabilir. Zira umumi müktesep hakkın tanınması da amme intizamı düşüncesiyle kabul edilmiş bir esastır."şeklinde açıklanmıştır.
Somut olayda da, müdahil ... Finansal Kiralama A.Ş. vekilinin temyizi üzerine verilen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 24.02.2010 tarih ve 2009/11296 E, 2010/1837 K sayılı davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğine işaret eden bozma ilamına uyulması ile “bozma kararı dışında kalan hususlar kesinleşmiş olup” müdahiller yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Burada usulî kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durum da bulunmadığına göre artık uyma yönünde verilen karardan eylemli olarak dönülerek önceki kararda olduğu gibi iflasın ertelenmesine karar verilmesi suretiyle eylemli olarak direnilmesi yerleşik içtihatlar karşısında usulen olanaklı değildir. Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup temyiz sırasında re"sen dikkate alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemece, bozma kararına uyulmakla gerçekleşen usuli kazanılmış hak nazara alınarak, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerekirken, bilirkişi kurulundan tekrar rapor alınarak ve bu rapor gerekçe yapılarak yine bozma öncesinde olduğu gibi iflasın 9 ay ertelenmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.