Yerel Mahkemece verilen hükümler sadece sanık ... yönünden temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre suç tarihine göre sanık hakkında hükmolunan cezaların miktar ve türü itibariyle 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi gereğince sanık müdafiinin duruşmalı inceleme istemi reddedilerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Sanığın aşamalarda suçlamaları kabul etmemesi, müşteki ile aralarında miras nedeniyle husumet bulunması, müşteki ve tanıkların da aşamalarda kendi içinde ve birbirleri arasında çelişkili beyanlarda bulunmaları karşısında; beyanlar arasındaki çelişkiler giderildikten sonra hangi anlatımların hangi nedenle üstün tutulduğu ve sanık savunmasına neden itibar edilmediği karar yerinde tartışılmadan, ayrıca katılanın sunduğu ses kaydına ilişkin aldırılan 31/10/2012 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen sesin, sanığa ait olup olmadığı hususunda bir tespit yaptırılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması, 2-Katılan ... vekilinin, temyiz aşamasında 30/09/2019 havale tarihli şikayetten vazgeçme dilekçesi verdiğinin anlaşılması karşısında, takibi şikayete bağlı hakaret suçu yönünden, sanığa vazgeçmeye karşı diyeceği sorularak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bozma sebebinin CMUK"un 325. maddesi gereğince suçu birlikte işledikleri gerekçesiyle hakkında TCK"nın 106/2-c. maddesi uygulanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ..."e sirayet ettirilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.