
Esas No: 2018/7766
Karar No: 2018/9702
Karar Tarihi: 18.12.2018
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/7766 Esas 2018/9702 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 43/2, 52/2, 52/4, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen 16/11/2016 tarihli mahkumiyet hükmünün, sanığın bilinen en son adresine tebliğ edilip taşınmış olması nedeniyle iade gelmesi üzerine, adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adresi araştırılıp Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesine göre tebliğ yapılması gerekirken, bilinen en son adresine Tebligat Kanunu 35. maddeye göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından, sanığın eski hale getirme ve temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın, bir tanıdığı aracılığı ile tanıştığı katılanın işyerine sonradan tek başına gelip güven telkin ederek satmak ve bir gün sonra bedeli ödenmek üzere 80 adet okul çantası aldığı, ertesi gün işyerine gelerek parayı getirdiğini ancak aracı ile dükkanın aşağısında kaza yaptığını, kasko için ekspere verilmek üzere aracın fotoğrafını çekmesi gerektiğini belirtip katılandan kameralı cep telefonunu istediği; katılan ise telefonunun şarjda olması nedeniyle dükkan komşusu Havva"dan temin ettiği telefonu sanığa verdiği, sanığın çanta parasını ve telefonu birazdan getireceğim diyerek gittiği ve ortadan kaybolduğu, bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün usulsüz olarak kesinleştirilip infaza verilmesinin ardından, yasa değişikliği nedeniyle infaz bürosunca uzlaştırmanın değerlendirilmesi bakımından dosyanın mahkemesine gönderildiği, mahkemece uzlaştırmanın sağlanması açısından dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesinin ardından, uzlaştırıcı tarafından katılanın dosya içinde mevcut ve aynı zamanda mernis adresi olan adresine uzlaşma teklifinin tebliğ edildiği, tebligat parçasından bu tebligatın katılanın aynı konutta yaşayan annesine tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, buna rağmen katılanın 3 gün içinde teklife cevap vermemesi üzerine uzlaştırmanın sonuçsuz kalması nedeniyle düzenlenen uzlaştırmanın gerçekleşmediğine dair 05/02/2018 tarihli rapor, sanık savunması, katılan beyanı ile dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, uzlaştırmanın usulüne uygun yapılmış olması nedeniyle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, tekerrüre esas alınan .... 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 2009/166 esas, 2010/251 karar sayılı ilamına konu olan 1 yıl hapis cezasının suç tarihinden sonra 20/06/2016 tarihinde kesinleştiğinin sanığın güncel adli sicil kaydından anlaşılması ve bu haliyle tekerrüre esas alınamayacağı, ancak sanığın ....4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2011 tarihli, 2010/369 E, 2011/397 K sayılı ilamından TCK"nın 142/1, 51 maddeleri gereğince almış olduğu 10 ay hapis cezasının 14/06/2011 tarihinde kesinleştiği ve bu haliyle tekerürre esas olduğu anlaşıldığından,
Ayrıca 11/04/2013 tarihli ilk hükümde sanık hakkında sonuç olarak dolandırıcılık suçundan 2 yıl hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile hırsızlık suçundan ise sonuç olarak 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve hükümlerin sanık tarafından temyiz edilip, aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği ve hükmün sanık aleyhine bozulamayacağı gözardı edilerek, sanık aleyhine hüküm doğuracak şekilde bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda, sanığın sonuç olarak 2 yıl 6 ay hapis ve 1.160 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek fazla adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında adli para cezasına ilişkin sonuç cezanın belirlendiği bölümden sonra, "CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle cezasının 2 yıl 6 ay hapis ve 1.000 TL üzerinden infazına" ibaresinin eklenmesi; yine 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasından tekerrüre esas alınan .... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2009/166 esas, 2010/251 karar sayılı ilamının çıkarılarak yerine “ sanığın sabıkasında yer alıp tekerrüre esas olan ....4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/369 Esas, 2011/397 karar sayılı, 14/06/2011 kesinleşme tarihli ilamına göre sanık hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik uygulanmasına” yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.